17. Ceza Dairesi 2019/8360 E. , 2019/11177 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Olay yeri inceleme tutanakları, keşif tutanağı ve bilirkişi raporu çerçevesinde hırsızlık olayının meydana geldiği yerin Ermiş Yapı Market adlı iş yerinin bahçesinin dış kısmında kalan etrafı açık alan içerisinde boş araziye inşaat malzemelerinin konulduğu ve mağdurun iş yerinin önüne teşhir amacıyla konulan inşaat malzemelerinin çalınması şeklinde gerçekleşen eylemin 5237 sayılı TCK"nun 141. maddesine uyduğu halde, aynı Yasa"nın 142/1-e maddesi ile uygulama yapılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2)15/01/2011 tarihinde iş yerinin önünde bulunan inşaat malzemelerinin çalınması eylemini gerçekleştiren şahıslar yakalandıktan sonra polislerce 15/11/2011 tarihinde yaptırılan teşhis işleminde mağdurun “12/01/2011 günü saat 14.15 sıralarında yaya olarak iş yerime gittiğim sırada iş yerimden plakasını alamadığım araca inşaat malzemeleri yükleyen üç şahıstan iki tanesinin ... ve... olduğunu, bunları kesin ve net olarak görüp teşhis ettim” demesine rağmen, 04/03/2011 tarihli keşif esnasında alınan beyanında; “Şahısların yüzlerini göremedim” dediği ve yine 22/03/2011 tarihli duruşmada alınan beyanında; “Keşif mahallinde vermiş olduğum beyanımı aynen tekrar ederim” dediği, sanık hakkında 12/11/2011 tarihinde işlemiş olduğu iddia edilen hırsızlık suçundan, müştekinin soruşturma aşamasındaki teşhis işlemi ile yetinilerek mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de bu teşhis işlemi sonrası mağdurun alınan beyanları ile teşhis işleminin çelişkili olduğu, sanığın aşamalarda suçlamaları kabul etmediğinin anlaşılması karşısında; öncelikle sanıkla mağdurun aynı duruşmada hazır bulundurulmaları sağlanarak, sanığın mağdurun beyanlarında bahsettiği şahıslardan olup olmadığının tespiti için canlı teşhis işleminin yaptırılması, yüzleştirme imkanının bulunmaması halinde ise sanıkların teşhise elverişli fotoğrafları temin edilip müştekiye gösterilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması ve her iki eylemi gerçekleştiren şahıslar arasında sanığın bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde TCK’nun 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suça ilişkin hükümlerin tartışılmaması,
Kabule göre;
1)15/11/2011 tarihli yakalama tutanağında sanığın araç içerisinde 27 adet inşaat kalıbı ile yakalandığının tespit edildiği ve bu aşamada çalınan malzemelerin iadesine ilişkin herhangi bir iradesinin bulunmadığı, 12/01/2011 tarihinde gerçekleşen hırsızlık eyleminde çalınan malzemelerin ele geçirilemediği, TCK’nun 43. maddesinin uygulanacağının kabul edilmesi halinde biri tamamlanmış diğeri teşebbüs aşamasında kalmış iki eylemden tamamlanmış suça ilişkin hükümlerin sanık hakkında uygulanması gerekeceğinden; mağdurun 22/03/2011 tarihli duruşmada “zararım sanıklar tarafından karşılanmıştır” şeklindeki beyanı kendisine açıklattırılarak zararın ne zaman ve ne kadarlık bir kısmının karşılandığı ve var ise kısmi iadeye rızasının bulunup bulunmadığı sorulmadan eksik kovuşturma ile karar verilmesi,
2)T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 24/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.