
Esas No: 2020/7089
Karar No: 2022/4071
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7089 Esas 2022/4071 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2020/7089 E. , 2022/4071 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : ... 24. İş Mahkemesi
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından temyiz edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davavcı 375.453,01 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Ev-Yap şirketi davaya cevabına özetle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı lehine 30.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. temyiz dilekçesinde özetle davacının sürekli iş göremezlik oranının hatalı tespit edildiğini, hesap raporları arasında çelişki bulunduğunu, davacının tünel kalıp ustası olmadığını, asgari ücretle çalışan işçi olduğunu, kendilerince yapılan ödemelerin tam olarak dikkate alınmadığını, eksik mahsup yapıldığını ileri sürmüştür.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş.‘nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından, 20/06/2012 tarihinde meydana gelen iş kazasında davacı sigortalının yaralandığı, sürekli iş göremezlik oranının Kurum sağlık kuruluşu tarafından %45,00 olarak tespit edildiği, kazanın meydana gelişinde kazalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş.‘nin %30, davalı İs-Mur Yapı Taah.Taş. Akar. Yemek Tem. San. ve Tic. Ltd. Şti.‘nin ise %70 oranında kusurlu olduğu, iş kazası inceleme raporu düzenlenirken SGK müfettişi tarafından alınan ifadeler dışında davacının ne sıfatla çalıştığı noktasında dosya kapsamında delil bulunmadığı, iş kazası tahkikatı yapılırken SGK müfettişi tarafından beyanı alınan davacı, davalı İs-Mur Yapı Taah.Taş. Akar. Yemek Tem. San. ve Tic. Ltd. Şti.‘nin yetkilisi ve son olarak aynı işyerinin diğer bir işçisi olan Bünyamin Kalender‘in davacının işyerinde tünel kalıpçı olarak çalıştığını doğrulamakla birlikte tünel kalıp işçisi mi yoksa tünel kalıp ustası mı olduğu konusunda bir beyanda bulunmadıkları, ancak aynı raporda davacının tünel kalıp ustası olduğu konusunda bir niteleme yapıldığı, mahkemece davacının tünel kalıp ustası olduğu kabulünden hareketle sonuca gidildiği, davalı tarafın davacıya toplam 22.379,40 TL ödediğini iddia ettiği, dosyaya yansıyan belgelere göre hesaplanan maddi zarar tutarından 7.622,40 TL tenzil edildiği, davalı vekilinin bila tarihli dilekçesinde para gönderildiği iddia olunan IBAN numarasını bildirmesinden sonra mahkemece bankadan hesap hareketlerinin istendiği, kayıtların 2015 yılı sonrasına ait olduğu, buna karşılık davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş.‘nin ödeme iddiasına dayanak olan banka dekontlarının 2013, 2014 yılllarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
1-Uyuşmazlık konularından ilki maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesabında gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut uyuşmazlıkta davacı sigortalının tünel kalıp işçisi mi yoksa tünel kalıp ustası mı olduğu yönünde bir araştırma yapılmadan tünel kalıp ustası olduğu kabulünden hareketle sonuca gidilmesi isabetsiz olduğu gibi davacının sendika üyesi olmadığı açık olduğuna göre sendika tarafından bildirilen ücret dayanak alınarak maddi zarar hesaplanması da hatalı olmuştur.
2-01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre tazminat alacaklısına ifa amacıyla yapılan ödemelerin hesaplanan maddi zarar tutarından indirilmesi gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca kaza tarihinden sonraki 2013-2014 yıllarını da kapsayacak şekilde ve özellikle gönderenin kim olduğu ve gönderme tarihi bilgilerini de içerecek şekilde banka hesap hareketi kayıtlarının ve yine gönderenin kim olduğu ve gönderme tarihi bilgilerini de içerecek şekilde posta çeki hesap hareketi kayıtlarının celp edilmesinden sonra davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından ileri sürülen ödeme iddialarının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi doğru değildir.
3-Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; 5510 sayılı Kanun'un “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde (506 sayılı Kanun'un 109. maddesinde) hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kurulu'na itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı başkanlıklarınca ya da S.S. Yüksek Sağlık Kurulu'nca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Üst Kurulu tarafından giderilerek, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak karara bağlanması da zorunludur.
Bu açıklamalara göre yukarıda açıklanan prosedür işletilmeden davacının sürekli iş göremezlik oranı %45,00 olarak kabul edilerek karar verilmesi isabetsizdir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece yapılacak iş, davacının davalı iş yerinde tünel kalıp işçisi olarak mı yoksa tünel kalıp ustası olarak mı çalıştığını kesin bir şekilde tespit ettikten sonra sigortalının yaptığı iş, yaşı, mesleki kıdemi ve işyerindeki kıdemi belirtilmek suretiyle TÜİK’den, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan ve ilgili meslek odasından bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, elde edilecek sonuçları dosyadaki diğer verilerle birlikte değerlendirip davacının gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirlemek, yukarıda açıklandığı şekilde davacının sürekli iş göremezlik oranını tespit edip kesinleştirmek, kaza tarihinden sonraki 2013-2014 yıllarını kapsayacak şekilde ve özellikle gönderenin kim olduğu ve gönderme tarihi bilgilerini de içerecek şekilde banka hesap hareketi kayıtlarının ve yine gönderenin kim olduğu ve gönderme tarihi bilgilerini de içerecek şekilde posta çeki hesap hareketi kayıtlarını celp etmek, temyiz eden davalının 22.379,40 TL tutarındaki ödeme iddiasını değerlendirmek, bütün bu eksiklikler giderildikten sonra davacının kanun yoluna başvurmadığını dikkate alarak hükme esas 18/05/2017 tarihli hesap raporundaki bilinen/iskontosuz, bilinmeyen/iskontolu dönem başlangıç ve bitiş tarihlerini değiştirmeden aynen muhafaza eden yeni bir bilirkişi hesap raporu alarak davacının maddi zararını hesaplatmak, usuli kazanılmış hakları da gözeterek çıkacak sonuca göre göre bir karar vermekten ibarettir.
O hâlde, davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş.‘nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılmasına, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş.‘ne iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 22/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.