Esas No: 2022/1475
Karar No: 2022/4016
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1475 Esas 2022/4016 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olup, Mahkeme önceki bozmaya uyarak davanın kabulüne karar vermiştir. Davacının söz konusu şirkette %33 ortaklık payı olduğu ve amme borcunun toplamda 53.680,43 TL olduğu belirlenmiştir. Ancak SGK tarafından tanzim edilen ödeme emirlerinin, davacı yönünden toplamda 35.820,30 TL asıl alacak ve buna işlemiş faiz üzerinden iptal edilmektedir. Ayrıca, davacı asil tarafından borcun ödendiği iddia edilmiş olup, yapılan ödemenin hisse payına düşen borç miktarını karşılayıp karşılamadığı incelenmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesi ve şirket Ana Sözleşmesinin 9. maddesi kararda yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 08.04.019 günlü bozma ilamında; “Dosyada yer alan kayıt ve belgelere göre; davacının 23 Ocak 2014 tarihli Ticaret Sicili Gazetesine göre, 33 pay karşılığı 6.600,00 TL sermaye ile şirketin yönetim kurulu üyesi ve ortağı konumunda olduğu, dava dışı şirkete ait 27.08.2015 tarihli Yönetim Kurulu Kararı, ... Noterliğinin 20.07.2015 tarih ve 12476 sayılı devir sözleşmesi ile şirket ortaklarından davacı ...’in şirketteki 33 adet hissesine tekabül eden, 6.600,00 TL kıymetinde olan hisselerinin tamamını şirket ortaklarından ...’a devrettiği anlaşılmakla, davacının Kanuni temsilciliğinin sona erme tarihi belirlenerek, davacının sorumluluğunun açıklığa kavuşturulması için, gerek ortaklık gerek temsilcilik sıfatları irdelenmeli, ayrıca yargılama esnasında davacı asil tarafından, 26.05.2016 tarihli duruşma celsesinde, hisse payına düşen borcun ödendiği yönündeki iddiası da usulünce araştırılmak suretiyle, toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre karar verilmelidir.” hususlarına işaret edilmiştir.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrası kararında, davacının söz konusu şirkette 12/11/2013-07/12/2015 tarihleri arasında %33 lük ortaklık payına sahip olduğu, davacının ortağı olduğu döneme ait amme borcunun toplamda 53.680,43TL olduğu, bu tutarın %33 lük kısmı olan 17.714,54TL den, hem bu hisseleri devrettiği hemde ortağı olduğu şirketin Ana Sözleşmesinin 9.maddesinde 10 yıllığına müdür olarak atanan ... ile birlikte müteselsil sorumlu olacağı, ancak dosyadaki bilgi ve belgelerden, amme alacağının davacının ortağı olduğu şirketten 6183 sayılı Kanunun 35 inci maddesi uyarınca; tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmadan şirket ortağından tahsil yoluna gidilmeyeceğinin tespiti yapıldığından, dava tarihi itibarıyla davacının sorumluluğunun doğmadığı belirtilerek, taleple bağlılık ilkesi gereğince, davanın kabulü ile; SGK tarafından tanzim edilen 2015/010092 takip numaralı 28/08/2015 düzenleme tarihli, 2015/010094 takip numaralı 28/08/2015 düzenleme tarihli, 2015/010093 takip numaralı 28/08/2015 düzenleme tarihli ödeme emirlerinin ve takiplerin, davacı yönünden toplamda 35.820,30-TL asıl alacak ve buna işlemiş faiz üzerinden iptali ile kalan miktar üzerinden takibin devamına, karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bozma ilamında da ifade edildiği üzere, yargılama esnasında davacı asil tarafından, 26.05.2016 tarihli duruşma celsesinde, hisse payına düşen borcun ödendiği yönündeki iddiası da usulünce araştırılmak suretiyle, karar verilmesi gereğine işaret edilmiş olmakla, dosyanın incelenmesinde, davacı ... tarafından hissesine (%33) isabet eden miktar olarak 19.537,00 TL tutarındaki ödemenin 30.12.2016 tarihinde yapıldığına dair banka dekontunun mevcudiyeti karşısında, davacı yanca yapılan ödemenin hisse payına düşen borç miktarını karşılayıp karşılamadığı bir başka ifadeyle kurum alacağının dava devam ederken tahsil edilip edilmediği irdelenerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.