Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10204
Karar No: 2022/3933
Karar Tarihi: 21.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10204 Esas 2022/3933 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/10204 E.  ,  2022/3933 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk DereceMahkemesi: ... 3. İş Mahkemesi


    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait işyerinde 15.07.1999 - 15.04.2003 tarihleri arasında (davalı işyerinde bildirilen hariç olmak üzere ve askerlik süresi dışında) devamlı ve kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili, hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının müvekkiline ait işyerinde 11.03.2002 - 15.04.2003 tarihleri arasında çalıştığını davacının iddialarının tamamen asılsız ve kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Fer'i müdahil SGK başkanlığı vekili, Kurum kayıtlarının resmi yazılı belge olduğunu aksi yöndeki iddialarının aynı nitelikteki belgelerle desteklenmesi ve ispatlanması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    "1. Davanın kabulü ile; ...TC kimlik numaralı ve ... Sigorta sicil numaralı Hüseyin Kurşunlu'nun ...'e ait 1019754.45.01 sayılı işyerinde 15.07.1999-15.04.2003 tarihleri arasında 801 gün çalıştığının ve bu çalışmasının 405 gününün Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediğinin tespitine,
    2-Önder Berkan tarafından ibraz edilen 30/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporunun gerekçeli kararın eki sayılmasına," karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Kuruma bildirilen ve bildirimi yapılmayan günlerin açıkça gösterilmemesi nedeniyle kararın hatalı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, davacının bildirim yapılmayan dönemleri askerlik öncesi 15.07.1999-15.05.2000 döneminde 301 gün çalıştığı ve 301 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediği, askerlik sonrası 25.11.2001-15.04.2003 döneminde 500 gün çalıştığı 396 günün Kuruma bildirildiği, 104 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediği yönünde hüküm kurumak gerekmektedir.
    Sonuç itibarıyla, 6100 sayılı Kanun'un 355. maddesinde yer alan, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bunun kendiliğinden gözetileceği yönündeki düzenleme çerçevesinde yapılan incelemede, istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili ile fer'i müdahil vekilinin istinaf başvurularının istinaf dilekçesinde yer verdikleri itirazların yukarıda sıralanan gerekçeler ışığında kısmen yerinde olduğu, ancak bu hatanın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği dikkate alınarak; HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca belirlenen aykırılık düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
    Hüküm: A-) Davalı vekili ile fer'i müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurularının Kısmen Kabulü ile; ... 3. İş Mahkemesi'nin 15.10.2019 tarih, 2017/427 Esas ve 2019/261 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
    1-Davanın kabulü ile;
    10835785782 TC kimlik numaralı ve 4501199808683 Sigorta sicil numaralı davacı ...'nun davalı ...'e ait 1019754.45.01 sicil sayılı işyerinde 15.07.1999-15.05.2000 tarihleri arasında 301 gün çalıştığı ve 301 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediği, 25.11.2001-15.04.2003 döneminde 500 gün çalıştığı 396 günün Kuruma bildirildiği, 104 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin tespitine, karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Fer'i müdahil ve davalı vekilleri kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
    Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
    Somut olayın incelenmesinde; davacının 15.7.1999-15.4.2003 arasında 15.5.2000-25.11.2001 arasındaki askerlik süresi hariç olmak üzere kesintisiz çalıştığını dosya kapsamında yer alan hizmet döküm cetvelinden davacının dava konusu dönemde davalı iş yerinden 11.3.2002-15.4.2003 arasında bildiriminin bulunduğu, davanın ise 28.12.2017 tarihinde açıldığı belirgindir.Buna göre davacının 11.3.2012 tarihi öncesindeki çalışmalarının hak düşürücü süreye uğradığı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ve fer'i müdahil vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davanın kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının 373/2. maddesi gereğince yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, Üye ... muhalefetine karşı, Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oy çokluğuyla 21/03/2022 gününde karar verildi.
    KARŞI OY
    Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmaların tespitine ilişkin dava şartları, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde belirtilmiştir. Bunlar; 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılma, yönetmelikte belirtilen belgelerin işveren tarafından kuruma verilmemiş olması ya da çalışmaların Kurum tarafından saptanmaması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması şeklinde ifade edilmiştir. Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasından kaynaklanmaktadır.
    Bildirimsiz kalan sigortalı çalışmaların tespiti davalarının, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılabileceği öngörülmüştür. Bu sürenin hak düşürücü bir süre olduğu Yargıtay'ın yerleşmiş, oturmuş görüşlerindendir.
    506 sayılı Kanunun 79/1 maddesinde açıkça, işveren tarafından sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiğinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde, işveren tarafından Kuruma verilmesi gereken belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vs. olarak belirtilmiştir. Bu belgelerden herhangi birinin Kuruma verilmesi veya Kurum tarafından fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
    Kesintili çalışma halinde de, yukarıda açıklanan hususlar her bir çalışma dönemi açısından geçerli olacaktır.
    Yönetmelikte belirtilen işe giriş bildirgesinin, sigortalı işe alınır alınmaz düzenlenerek Kuruma verilmesi gerekirken, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, çalışmaya başlandıktan bir süre sonra verildiği sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle işe giriş bildirgesinden önceki çalışmalar, işe giriş bildirgesi sonrasında da kesintisiz olarak devam etmiş ise; başka bir anlatımla blok bir çalışma dönemi varsa bu dönem içerisinde işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesi halinde hak düşürücü süreden söz edilmeyecektir. Zira işe giriş bildirgesi verilmekle sigortalının çalışmasından Kurum haberdar olduğundan, artık gerekli denetimleri yapmak sigortalının sigortalı hizmetlerinin eksiksiz bildirilmesini sağlamak Kurum sorumluluğundadır. Denetim görevini yapmayan Kurum'un kendi kusurundan yaralaması düşünülemez.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.2.2003 gün ve 2003/21-44- 98, 23.4.2004/21-369- 371 27.2.2008 gün ve 2008/21-163-207, 14.11.2012 gün ve 2012/21-735-795 Esas ve Karar sayılı ilamlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir
    Somut olayda da, davacının çalışmalarının talep edilen dönemde blok halinde geçtiği bir kısım çalışmalarının 11.3.2002 tarihinden itibaren kuruma bildirildiği askerlik dönemleri haricinde ara vermediği anlaşıldığından hak düşürücü sürenin geçmediği açıktır. Mahkemece de bu şekilde kabul edilmesi isabetlidir. Ancak askerlik öncesinde işten ayrılma ve askerlik sonrasında işe başlamada makul bur süre ara verdiği kabul edilerek bu sürelerin dışlanması gerektiğinin göz ardı edilmesi hatalı ise de; bu hususun yeniden yargılama gerektirmediği dikkate alınarak kararın düzeltilerek onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan, Sayın çoğunluğun kararına bu nedenle katılmıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi