3. Hukuk Dairesi 2018/3877 E. , 2019/5075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı ile davalı bankanın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili ile davalı banka vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 28/05/2019 tarihinde davacı şirket temsilcisi ... ile davacı vekili Av. ... , davalı banka vekili Av. ... ile davalı bakanlık vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 4102 ada 3 parselde kayıtlı arsasının dava dışı Mis Lokma Limited Şirketinin davalı bankadan almış olduğu kredi uyarınca ipotek verildiğini, kredinin ödenmemesi üzerine davalı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla takip başlattığını, ... İcra Müdürlüğünün 2013/5015 Esas sayılı dosyasından yazılan talimat uyarınca ... İcra Müdürlüğünün 2013/100 talimat sayılı dosyası ile ipotekli taşınmazın satışının 13/03/2014 tarihinde 260.000 TL bedelle alacağa mahsuben davalı ... Bankasına yapıldığını, satışı yapılan taşınmazın 5.000 m² arsa ve 1.551,20 m2 fabrika binasından oluştuğu halde kıymet takdir raporunda fabrika binasının 900 m² olarak tespit edilmesi nedeniyle bu yüzölçümü üzerinden hesap yapıldığını, 651,20 m²"lik fabrika binasının gizlenmesi nedeniyle zarara uğratıldığını ileri sürerek; 651,20 m²"lik fabrika alanın tapu kaydının iptali ile adına
tesciline, olmadığı taktirde bedelinin sebepsiz zenginleşen Türkiye İş Bankasından ve rapordan kaynaklanan hata nedeniyle Adalet Bakanlığından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 19/04/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle alacak talebini 266.049,60 TL"ye artırmış, ayrıca dava tarihinden faiz yürütülmesini istemiştir.
Davalı banka; BK"nın 39 uncu maddesi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre sonrasında davanın açıldığı, hilenin oluşabilmesi için karşı tarafın aldatma kastı ve illiyet bağının bulunması gerektiğini, kıymet takdiri raporuna karşı itirazda bulunulmadığı gibi, şirket yetkilisinin ihaleye katılarak pey sürdüğünü, davacı şirketin tahliye işlemi sürecini uzatmak için kötü niyetli olarak bu davayı açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı bakanlık; talimat yolu ile dava konusu taşınmazın kıymet takdiri yapıldığını, raporun davacıya tebliğ edilmesine rağmen davacı tarafça itiraz edilmediğini, davacı tarafça ihalenin feshi davası açıldığını ve davanın red olduğunu, kararın kesinleştiğini, davacı tarafça bu husustan yeni haberdar oluyormuş gibi dava açmasının iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu, davalılardan Adalet Bakanlığının mal varlığında herhangi bir zenginleşmenin bulunmadığı, ayrıca İcra Müdürlüğü tarafından yapılan kıymet takdirine itiraz edilmediği, Türkiye İş Bankasının ise bedel ödemediği halde binanın tamamının mülkiyetini almış olduğu gerekçesiyle; davanın Adalet Bakanlığı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden tapu iptali ve tescili isteminin konusuz kalması nedeniyle reddine, tazminat isteminin kısmen kabulü ile 228.926,40 TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... Bankasından alınarak davacı şirkete verilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili ile davalı banka vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı bankanın tüm, davacı şirketin ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı şirketin diğer temyiz itirazının incelenmesinde;
4721 sayılı TMK"nın 705 inci maddesi; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.
Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır."hükmünü içermektedir.
2004 sayılı, İİK"nin 134 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise;"İcra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olur. İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceği icra dairesi tarafından kararlaştırılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Açıklanan bu yasal düzenlemelere göre; cebri icrada yapılan ihale ile taşınmazı satın alan kişi veya kurum, taşınmazın mülkiyetini ihale tarihinde kazanmış olur. İhale işlemi, kesinleşmesinin ardından satışı gerçekleştiren icra müdürlüğü tarafından resen ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne bildirilir. Mülkiyet, ihale tarihinde kazanılmış olduğundan, tapu kütüğüne yapılan tescil işlemi kurucu değil, bildiricidir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davalı bankanın, dava konusu taşınmazın mülkiyetini 13/03/2014 tarihinde icra müdürlüğünce yapılan ihale ile kazandığı anlaşmaktadır.
Bu durumda ilk derece mahkemesince, davaya konu edilen 644,50 m²"lik fabrika binasının, mülkiyetin kazanıldığı 13/03/2014 tarihi itibariyle değerinin belirlenmesi ve bu değerin davalı bankadan tahsiline karar verilmesi gerekirken, kıymet takdir raporunun 29/07/2013 tarihinde hazırlanmış olması nedeniyle 2013 yılı yapı birim maliyetlerini esas alarak hesaplama yapan bilirkişi kurulunca belirlenen değerin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca, iş bu karara karşı davacı şirket tarafından yapılan istinaf başvurusunun tümden reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı bankanın tüm, davacı şirketin ise sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 2.037"er TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı bankadan alınıp davacı şirkete, davacı şirketten alınıh davalı bankaya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı şirkete iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 28/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.