Esas No: 2022/59
Karar No: 2022/3843
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/59 Esas 2022/3843 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Mahkeme Kararı, sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkin bir davayı konu almaktadır. Mahkeme, sigortalılığın saptanması istemini de içeren her dava için bir günlük çalışmanın belirlenmesi gerektiğini ve hizmet tespiti davalarında kabul edilen kanıtlama yöntemleri ile ilkelerinin uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Sigortalılık tespitinde, Kuruma verilen sigortalı işe giriş bildirgesi tek başına yeterli kabul edilememektedir. İşin varlığı, hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri doğrultusunda saptanmalıdır. Mahkeme, tanık beyanlarına önem verilmesi gerektiğini, çalışma olgusunun hiçbir kuşkuya ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu kapsamda mahkemelerin özel bir duyarlılık ile özenle yürütülmeleri gerektiği belirtilmektedir. Kanun maddeleri olarak 506 sayılı Kanunun 108. maddesi ve 79/10 maddesi vurgulanmıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2019/338-2020/287
Dava, 15.09.1986 tarihinin sigorta başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
Sigortalılığın tespitinde, yöntemince düzenlenerek yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilen sigortalı işe giriş bildirgesi, ilgilinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde ise de sigortalılığın kabulü açısından tek başına yeterli kabul edilemez ve bu kapsamda çalışma olgusunun da inandırıcı ve yeterli delillerle ispatlanması gerekmektedir. Bu amaçla; sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma veriliş tarihi, bildirgedeki kimlik bilgilerinin, varsa imza ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı, davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olup sonraki dönemde gerçekleşen hizmetlerinde kullanılıp kullanılmadığı saptanmalıdır.
Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, öncelikle davacının davasını somutlaştırma yükümlülüğü kapsamında işverenin kim olduğu, işyerinde ne iş yaptığı, başka çalışan olup olmadığı, idarecilerin kim olduğu, işyerinin nerede olduğu ve komşularının kimler olduğunun davacıya sorulup açıklattırılması gerektiği, ayrıca tarafların sunduğu deliller ile yetinilmeyerek, kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmek suretiyle, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır. Bu amaçla hizmeti ortaya koyabilecek belgeler, varsa Kurum görevlileri tarafından düzenlenen rapor ve tutanaklar getirtilmeli, yine davalı iş yerinde aynı dönemde bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, gerektiğinde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve bunların çalıştırdığı kimseler yeniden Kurum ve Kolluk marifetiyle yöntemince belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle iddianın somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanıp kanıtlanmadığı değerlendirilmelidir. (HGK 29.06.2005 gün ve 2005/21-409- 413, 23.12.2009 gün ve 2009/10-581-619, 10.02.2010 gün ve 2010/10-72-72, 21.09.2011 gün ve 2011/10-527– 552)
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ile birlikte; mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, gerektiğinde tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek çalışma olgusu hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Eldeki dosyada, duruşmada dinlenen, ihtilaf konusu dönemde çalışmaları Kurum kayıtlarında görülmeyen ama aynı işyerinde davacı ile birlikte çalıştıklarını, davacının işerinde 1,2 ay çalıştıktan sonra hastalandığını ve sonrasında ameliyat geçirdiğini de ayrıntılı olarak beyan eden tanığın varlığı karşısında mevcut deliller dikkate alındığında eksik inceleme ve araştırma neticesi yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle duruşmada dinlenen tanık beyanının sıhhatinin demetimi bakımından ilgili döneme ait davacının hastalığına ilişkin teşhis ve tedavilerinin yapıldığı sağlık kurumu tespit edilerek kurumdan kayıt ve belgeleri getirtmek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek, davacıya kimlerle çalıştığını, çalışmalarını bilebilecek nitelikte çalıştığı işyerine komşu olan uyuşmazlık konusu dönemin kayıtlı işverenleri ve çalışanlarını Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31 inci maddesi kapsamında açıklattırmak, davacının bildireceği işverenler ve çalışanlar tespit olunarak tanık olarak beyanlarına başvurmak ve toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirip sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 17/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.