Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6153
Karar No: 2018/8394
Karar Tarihi: 19.11.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/6153 Esas 2018/8394 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/6153 E.  ,  2018/8394 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : 6. İş Mahkemesi

    K A R A R
    A)Davacı İstemi:
    Dava, davacının 29.12.1987-13.06.1996 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı, 16.03.2015 tarihinde davasını ıslah ederek 29.12.1987-13.06.1996 tarihlerinin yanı sıra 17.10.1996-04.10.2000 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, Bağ-Kur sigortalısı olmanın koşullarının 1479 sayılı Yasa’da yapılan değişikliklerle zaman zaman farklılaştığını, davacının yaşlılık aylığı talebi olmadığını beyanla dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile “davacının 29.12.1987-13.06.1996 ve 17.10.1997-04.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu bağkur sigortalısı olduğunun tespitine,
    -Davacıya prim borcunu ödediği tarihi takip eden ay başı olan 01.04.2017 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, Bağ-Kur sigortalısı olmanın koşullarının 1479 sayılı Yasa’da yapılan değişikliklerle zaman zaman farklılaştığını, davacının yaşlılık aylığı talebi olmadığını beyanla yerel mahkeme kararının bozularak davanın reddine hükmedilmesini istemiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesince; “Davaya konu somut olayda; 29.12.1987 - 13.06.1996 tarihleri arasında ve 17.10.1997 tarihinden itibaren devam eder şekilde şehiriçi taşımacılık faaliyetinden vergi ve Esnaf Sicil kaydı bulunan davacının; 30.08.2001 tarihinde davalı Kurum kayıtlarına intikal eden bildirgeye istinaden talebi üzerine 04.10.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalılık kayıt ve tescili yapıldığı ve 10.09.2001 tarihinden prim ödemeleri bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının sigortalılık kayıt ve tescili 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihinden çok önce yapıldığından artık hakkında Geçici 18"inci maddenin uygulanmasına imkan bulunmadığından; sigortalılığının 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25"inci maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesiyle talebe ve kabule konu 29.12.1987 - 13.06.1996 ve 17.10.1997 - 04.10.2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmesi gerektiğinin tespitine ilişkin ilk derece Mahkemesinin kararı yerindedir.
    Öte yandan; davalı Kuruma dava tarihinden önce yaptığı bir tahsis talebi bulunmadığından eldeki dava dilekçesi tahsis talebi kabul edilerek davacının; 01.06.2002 tarihi itibariyle 13 yıl 28 gün prim ödeme süresi bulunması nedeniyle 1479 sayılı Kanunun Geçici 10"uncu maddesini 2"nci fıkrasının (h) bendi uyarınca 51 yaşa tabi olduğu ve prim ödemesi yaptığı 31.03.2017 tarihi itibariyle 25 yıldan fazla prim süresi ve 01.02.1962 doğumlu olduğundan 55 yaşını ikmal ettiği ve bu sürenin primlerini de ödediği” gerekçesi ile davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, Bağ-Kur sigortalısı olmanın koşullarının 1479 sayılı Yasa’da yapılan değişikliklerle zaman zaman farklılaştığını, davacının yaşlılık aylığı talebi olmadığını, bölge adliye mahkemesinin esastan reddine ilişkin kararının bozulmasını istemiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 30.08.2001 tarihinde Kuruma intikal eden giriş bildirgesi ile vergi mükellefiyetine istinaden 04.10.2000 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmiş olduğu, 29.12.1987-13.06.1996 tarihleri arasında ve 17.10.1997 tarihinden itibaren devam eden vergi mükellefiyetinin bulunduğu, 25.11.1987 tarihinden itibaren esnaf ve sanatkarlar sicilinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
    1479 sayılı Yasa"ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde; bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
    4956 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 02/08/2003 tarihine kadar tescilleri, prim ödemeleri veya tescil başvuruları yoksa aynı tarihten sonra sadece aynı yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. maddeye göre vergide kayıtlı olan süreleri için borçlanma haklarını kullanarak sigortalılık süresi elde edebilirler. Geçmişe yönelik hizmetlerini tespit ettiremezler. 02/08/2003 tarihinden önceki tarihte Kuruma tescil edilmiş, giriş bildirgesi vermiş veya bir şekilde kendi adına tescil isteği yerine geçecek şekilde prim ödemiş olan ve 1479 sayılı Yasa kapsamında kendi adına veya hesabına bağımsız çalışanlar, 20/04/1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayalı olarak, 22/03/1985 tarihinden itibaren de esnaf sicili veya meslek kuruluşu kayıtlarına dayalı olarak sigortalılıklarının tespitini isteyebilirler.
    Bunun yanı sıra 1479 sayılı Yasa"nın 35. maddesi uyarınca sigortalıların yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için öncelikle tahsis talebinde bulunması ve Yasa"da belirtilen sigortalılık süresi, yaş, prim gibi diğer şartları yerine getirmesi gerekmektedir.
    6552 sayılı Kanunun 64. maddesiyle değişen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7/3. maddesinden de söz etmek gerekir; "5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur." hükmü getirilmiştir. Yasal düzenleme uyarınca davalı Kurum ret cevabından sonra veya yasal süre içinde cevap verilmemesini müteakip dava açılması gerekmektedir.
    Somut olayda, yukarıda sözü edilen yasal mevzuat uyarınca mahkemece davacının sigortalılık süresinin tespiti istemine dair değerlendirme yerindedir. Dosyadaki kayıt ve belgeler içinde, davacının dava açmadan önce davalı Kuruma müracaat ederek yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğuna dair tahsis talep dilekçesi bulunmamaktadır. Her ne kadar dava tarihi olan 03.03.2014 tarihinin tahsis talebi olarak değerlendirilebilmesi mümkün ise de dava tarihi itibariyle yaşlılık aylığı şartlarına haiz olmadığı gerekçesi ile tüm şartların yerine getirildiği 01.04.2017 tarihinden itibaren davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi hatalıdır. Zira davanın, açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerekir, yargılama sırasında davacının yaşlılık aylığı şartlarını yerine getirdiğinden bahisle talebinin kabulüne karar verilemez. Aynı zamanda yargılama sırasında 6552 sayılı Yasa"nın yukarıda sözü edilen düzenlemesinin de yürürlüğe girdiği ancak davacının davalı Kuruma bu kapsamda da bir müracaatının olmadığının anlaşılması karşısında mahkemece yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    O halde, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, İlk Derece Mahkemesi Kararının BOZULMASI gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 19.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi