3. Hukuk Dairesi 2017/8666 E. , 2019/5106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketin kendisine ait taşınmazda 7 yıllığına yapılmış kira sözleşmesi gereğince kiracı olduğunu, kira sözleşmesi sona ermeden keşide ettiği ihtarname ile kira sözleşmesini yenilemeyeceğini beyan ederek mecurun tahliye edilmesini talep etmesine rağmen mecurun tahliye edilmemesi üzerine açılan tahliye davası neticesinde mecurun davalı tarafından teslim alındığı şekilde 13.01.2013 tarihinde teslim edildiğini, davalının kira sözleşmesinin feshedildiği 15.09.2011 tarihinden mecurun tahliye edildiği 13.01.2013 tarihine kadar herhangi bir bedel ödemediğini beyan ederek 6.000 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; kamu hizmeti ifa ettiğini, davada ecrimisil şartlarının oluşmadığını, davacının açtığı tahliye davasından sonra ilgili sahayı kullanmadığını, davacı tarafından da sahanın kullanıma uygun olarak tutulmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; taşınmazın kira sözleşmesindeki kira bedeli ecrimisil olarak kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, dava konusu ... Parselde kayıtlı arsa nitelikli taşınmazın 15/09/2011-13/01/2013 tarihleri arası dönem içi ecrimisil miktarının ve yine 15/09/2011-14/09/2012 tarihli dönem için yıllık 4.500,00 USD/net 15.09.2012-13.01.2013 tarihleri arası 120 günlük dönemi için 4.500,00x120/365=1.479,45 USD olmak üzere 15/09/2011-13/01/2013 tarihleri arası dönem için toplam: 4.500,00+1.479,45 = 5.979,45 USD/net olarak tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)6100 sayılı HMK 297/2.maddesinde; “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi bulunmaktadır.
TBK"nın 99/3 (BK"nın 83/3) maddesi gereğince; "Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir." hükmü getirilmiştir.
HGK"nın 2012/12-1072 E.-2013/496 K.sayılı ilamında; "Alacaklının, Borçlar Kanunu"nun 83 ve TTK"nın 623.maddesi uyarınca seçimlik hakkını, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanması halinde, dava konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir" denilmiştir.
Mahkemece oluşturulan hükümde, 5.979,45 ABD dolarının hangi tarihteki, hangi kur üzerinden TL’ye dönüştürüleceğinin belirsiz bırakılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-)Davacının faiz yönündeki temyiz itirazlarına incelenmesine gelince;
Bilindiği üzere; mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında açık ve tereddüte yol açmayacak şekilde karar vermesi gerekir (HMK 297). Buna rağmen, mahkemenin asıl veya yardımcı taleplerden biri hakkında, karar vermemiş olması mümkündür. Bu halde hakkında karar verilmemiş olan talep zımnen reddedilmiş sayılmaz. Çünkü, bu talep hakkında verilmiş bir karar yoktur.
Somut olayda, davacı alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş olmasına rağmen, mahkemece davacının faiz talebine ilişkin olarak inceleme ve araştırma yapılmamış, gerekçeli kararda bu hususa değinilmemiş, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.
O halde yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı mahkemece, davacının faiz talebi hakkında, bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.