22. Hukuk Dairesi 2013/3988 E. , 2013/4851 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece ispat yükünün davalıya ait olduğunu, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap vermeyen davalının geçerli şekilde yıllık izne ayrılmaksızın işe gelmediğini delil ibraz ederek ispat edemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkanı vermez.
Somut olayda 24.11.2008-11.09.2011 tarihleri arasında radyo programcısı olarak çalışan davacının yazılı müracaatı olmaksızın ve amirlerinden izin almaksızın senelik izne ayrılması sebebi ile iş sözleşmesi feshedilmiştir. Tanıklar davacının form doldurarak muhasebeye bıraktığını 15.08.2011-25.08.2011 tarihleri arasında önceden planlanmış tatil programı sebebi ile yıllık izne ayrılacağının önceden belirlenmiş olduğunu beyan etmiştir. Dosyaya sunulan yıllık izin formlarına göre, insan kaynakları, departman sorumlusu ve genel müdür olmak üzere üçlü imza yeri bulunduğu, en az biri tarafından önceki yıllarda izin formlarının imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacının 15.08.2011-25.08.2011 tarihleri arasında izne ayrılmak istediğine ilişkin formun imzasız olduğu sabittir. Yıllık izin zamanını belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında olup, işçinin kendiliğinden amirlerinden izin almaksızın yıllık izne ayrılması hakkın kötüye kullanılması ve haklı fesih sebebidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 60,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 08.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.