22. Hukuk Dairesi 2012/15554 E. , 2013/4907 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVACI-KARŞI
DAVA : ..
DAVALI-KARŞI
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine, karşı davacı ise ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davalı ve karşı davacı avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı- karşı davalı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı, davacının iş sözleşmesini haksız olarak kendisinin feshettiğini savunarak, davanın reddini istemiş, ayrıca haksız fesih sebebi ile davacıdan ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle asıl davanın davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı – karşı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Mahkemece dinlenen tüm şahitler fazla çalışma karşılığında ücretinin ödendiğini belirtmişlerdir. Bir davacı şahidi ise fazla çalışma ücretinin %25 zamlı olarak ödendiğini beyan etmiştir. Şahit beyanları dikkate alınmadan davacının yaptığı fazla çalışmaların karşılığı hiç ödenmemiş gibi sonuca gidilmiştir. Tanıklar fazla çalışma ücretinin ödendiğini beyan ettiğine göre, mahkemece bu hususta beyanına başvurulmak üzere davacı isticvap edilmeli, yaptığı fazla çalışma karşılığında kendisinde herhangi bir ödemede bulunulup bulunulmadığı sorulmalı, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlükte olduğu dönemde davanın açıldığı da dikkate alınarak davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmalı ve fazla çalışma karşılığında davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.