21. Hukuk Dairesi 2017/2953 E. , 2018/8406 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ... 21. İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Davacı, vefat eden eşi ..."nün davalı ..."e ait işyerinde 21.04.2002 tarihine kadar kesintisiz çalıştığı halde bu çalışmasının Kuruma bildirilmediğini belirterek davacı murisinin iş sözleşmesinin feshedildiği tarih olan 21.04.2002 tarihinden bir gün önce çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Yargılama aşamasında ,davacı talebinin davacı murisinin 20.04.2002 tarihinde bir gün süre ile çalıştığının tespitine ilişkin olduğunu açıklamıştır.
B)Davalı Cevabı:
Davalı ... ve SGK davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece Mahkemesince,... 6. İş Mahkemesi"nin 2002/1817 Esas sayılı işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkin dava dosyasındaki davacı murisinin hizmet süresini 01.04.1992-21.04.2002 dönemi olarak kabul ederek tazminat ve alacaklarını hesap eden bilirkişi raporu ve tanık beyanlarına göre ve davacının talebi dikkate alınarak ,davanın kabulüne,davacının davalı ..."in işyerinde 21/04/2002 tarihi öncesindeki bir günde ( 20/04/2002 tarihinde bir gün ) çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; tespite karar verilen tarihe göre hak düşürücü sürenin geçtiğini, yalnızca işe giriş bildirgesinin çalışmanın ispatı olamayacağını, fiili çalışmanın ispatı ve bordro tanıklarının dinlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince kesinleşen işçilik alacağına ilişkin ilamdaki tespitlerin bir günlük hizmet tespitine ilişkin davada güçlü delil niteliğinde olduğu, davacının, murisinin kesintisiz çalışması nedeniyle tüm sürenin değil son günden bir gün önceki günde çalıştığının tespitini talep ettiği, ..."nün davalı işyerinde fesih tarihi olan 21.04.2002 tarihinden bir gün önce çalıştığı kanıtlanmış olduğundan istemin kabulü yönündeki ilk derece mahkemesi kararının dosya içeriğine ve yasal düzenlemeye uygun olduğu ancak, ilk derece mahkemesinin kararında, davacının ölü eşi ..."nün çalıştığının tespitine karar verilmesi gerekirken davacının çalıştığı yönünde hüküm oluşturmasının hatalı olduğu, kararın icrası sırasında sorun teşkil edeceği gerekçeleriyle davalı Sosyal Güvenlik Kurumunun istinaf başvurusunun esastan reddine,... 21.İş Mahkemesinin 2015/476 Esas, 2016/378 Karar 29.11.2016 tarihli kararının maddi hata nedeniyle ortadan kaldırılmasına,davacının miras bırakanı ..."nün davalı ..."in 725855 sicil numaralı işyerinde 20.04.2002 tarihinde 1 gün süreyle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu ; tespite karar verilen tarihe göre hak düşürücü sürenin geçtiğini, fiili çalışmanın ispatı yönünden yeterli araştırma yapılmadığını ileri sürmüştür.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı iş yerine askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa"dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisinin davalı ... adına tescilli 725855 sicil numaralı davalı işyerinden 01.04.1992-15.04.1995 tarihleri arasında bir kısım çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, 01.04.1992 tarihli işe giriş bildirgesinin ve 2002/1 dönem bordrosunun dosyada bulunduğu,bu dosyada tanık dinlenmediği,ancak mahkemece delil olarak dayanılan işçilik alacaklarına ilişkin dosyada, bir kısım bordro tanıklarının davacının murisinin Kuruma bildirilen şekilde 1995 yılına kadar çalıştığını beyan ettiği halde bir kısım bordro tanıklarınca davacı murisinin 2002 yılına kadar aralıksız çalıştığının beyan edildiği ,davacının, muris ...’nün 2002 yılına kadar davalıya ait çay bahçesinde kesintisiz olarak çalıştığını iddia ettiği,ancak ölüm aylığı bağlanması için 1 günün yeterli olduğu gerekçesiyle 20.04.2002 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine karar verilmesi şeklinde talepte bulunduğu ,dava tarihinin 29.07.2015 olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının eşinin 01.04.1992-15.04.1995 tarihleri arasında çalışmaları Kuruma bildirilmiş olup,davacının ,bildirilen hizmetin sonrasında kesintisiz devam eden çalışma süresinin tespitini talep etmesi halinde yukarıda açıklandığı şekilde hak düşürücü süreden bahsedilemez. Ancak,talebin 20.04.2002 tarihinde 1 günlük tespite ilişkin olması durumunda, bu tarihte verilmiş bir işe giriş bildirgesi bulunmadığı, Kuruma bildirim yapılan 15.04.1995 tarihinden itibaren kesinti olduğu dikkate alınarak dava tarihine göre hak düşürücü süreye uğraması söz konusudur. Mahkemece,davacının talebine göre hak düşürücü süre değerlendirilerek karar verilmelidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.