Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/305
Karar No: 2022/3602
Karar Tarihi: 15.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/305 Esas 2022/3602 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/305 E.  ,  2022/3602 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, 17.09.1984 tarihinde 1 günlük sigortalı çalışması olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının dava dışı ...’e ait işyerinde 17/09/1984 tarihinde 1 günlük çalışmasının sigortalılık başlangıcı olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, fiili çalışmanın ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Dosya içerisindeki kayıt ve belgelerden; 01/01/1966 doğumlu davacı adına dava dışı ... işyeri numaralı ...'e ait işyerinden 17/09/1984 tarihli işe giriş bildirgesinin 05/10/1984 tarihinde Kuruma verildiği, davacı adına hizmet bildirimi yapılmadığı, davacının inşaat işinde çalıştığı, prim tahakkuk bordrosuna rastlanılmadığından Kurumca hizmetin kabul edilmediği, işyerinin 12/08/1983-31/12/1985 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu, işyeri kayıtları iz olduğundan kayıtlı bordro tanıklarına ulaşılamadığı, davacı adına verilen sigorta sicil numarasının 1984 yılı serilerinden olduğu, tanık dinlenildiği, tanıkların birlikte çalışmayı doğruladıkları ancak tanıklar adına da hizmet bildiriminin yapılmadığı anlaşılmıştır.
    İşveren tarafından 506 sayılı Yasa'nın 9. maddesi gereğince verilen sigortalı işe giriş bildirgesinin davacının işyerinde 1 gün çalışmasının karinesi olduğu, davacının sigorta sicil numarasının 1984 yılına ait serilerden olduğunun bildirilmesi, davacının sonraki çalışmalarında da kullanması ve davacının işe giriş bildirgesinin veriliş tarihi itibariyle bir gün çalıştığı, işyeri kayıtlarının iz olması, yapılan işin inşaat işi olması nedeni ile komşu işyeri tanığı tespitinin zor olması, Yargıtay içtihatları ile de kabul edildiği üzere işe giriş bildirgesi verilmesinin çalışmanın karinesi olduğu, buna göre davacının bir günlük çalışmasının kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı Kanun'un 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak, davacının 17/09/1984 tarihinde 1 günlük çalışmanın tespitine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
    Hüküm : I-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.2 maddesi gereğince düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine
    II-)Davanın kabulü ile,
    1-Davacının ... sicil numaralı işyerinde 17/09/1984 tarihinde hizmet akdine tabi olarak bir gün süreyle çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 17/09/1984 tarihi olduğunun tespitine,
    2-Davalı harçtan muaf olduğundan davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın talebi halinde iadesine,
    3-Davacı tarafından yapılan 348,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    4-Davacı kandisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    III-)Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,
    IV-)Davacı tarafından yatırılan ve 6100 sayılı HMK 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden olan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının, davalı Kurumdan tahsili ile davacıya verilmesine,
    V-)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
    V-)Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
    VI-)Karar kesinleştiğinde harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
    Davalı Kurum vekili, davanın beş yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, fiili ve gerçek çalışmanın varlığının yeterince araştırılmadığını, işbu davada Kurumun fer’i müdahil olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, hükmün temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 108. maddesinin 1. fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa'nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01.01.1966 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 17/09/1984 tarihinde 18 yaşında olduğu, ... sicil sayılı ... unvanlı ... IV-55 Daire İnşaatı Petrokimya Komp ... adresli iş yerinden verilen işe giriş bildirgesinin 05/10/1984 tarihinde ... varide numarasıyla Kurum kayıtlarına girdiği, sigortalının ve işverenin imzasının bulunduğu, bildirgedeki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarıyla uyumlu olduğu, sigorta sicil numarasının 1984 yılı serilerinden olduğu, ... sicil sayılı ...’e ait inşaat işyerinin 12.08.1983-31.12.1985 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu, işyerine ait dönem bordrosu verilmediğinden bordro tanığı dinlenemediği, işverenin ...’in taşeronu olabileceği, hizmet cetvelinde davacının ilk sigortalılığının ... sicil sayılı TM Grup Projesi Müdürlüğü işyerinden 28.05.1993 tarihinde başladığı ve 89 günlük çalışmasının bildiriminin yapıldığı, dinlenen davacı tanıklarının aynı işyerinde birlikte çalıştıklarını beyan ettikleri ancak getirtilen hizmet cetvellerinde talep konusu dönemde dava dışı başka işyerlerinden bildirimlerinin olduğu görülmekle çalışma olgusunun doğrulanamadığı, bildirgenin Kurum kayıtlarına işlenmiş olması nedeniyle beş yıllık hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Bu itibarla mahkemece yapılacak iş; davacıya davası açıklattırılmalı, davacının hangi tarihler arasında nerede ve hangi inşaatta kimlerle birlikte çalıştığı, ustalarının kim olduğu, işe giriş bildirgesinin verildiği inşaat işyerinde kaç kişi çalıştıkları yönünden beyanına başvurularak bu kişilerin tespiti ile ifadelerine başvurulmalı, ... Genel Müdürlüğünden dava konusuna ilişkin bünyelerinde bilgi belge olup olmadığını sorulmalı, böylelikle çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi