22. Hukuk Dairesi 2017/127 E. , 2019/15756 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... Ticaret Türk A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ... Ticaret Türk A.Ş. nin asıl işveren diğer davalı ... Güvenlik Sistemleri ve Tic. Ltd. Şti."nin alt işveren olduğunu, davalı ...Ş.’nin ... Şubesinin güvenlik hizmetinin ... Güvenlik Ltd. Şti. tarafından yerine getirildiğini, davacının bu işyerinde 27.12.2005-18.03.2015 tarihine kadar aralıksız güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacıya güvenlik hizmeti dışında başkaca işlerde yaptırıldığını, yol parası olarak ... A.Ş. tarafından ayda 200-210 TL ödeme yapıldığını, öğle yemeklerinin ... A.Ş. tarafından karşılandığını, yol ücretinin bordroda görünmediğini, ihtarname gönderilmesine rağmen işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti :
Davalı ...Ş. vekili, müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, diğer davalı ile imzalanan Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesinin 4.15.maddesine göre müvekkil şirketin davacıya karşı İş Kanunu, Sosyal Sigortalar mevzuatı ve sair mevzuat kapsamında herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının müvekkil şirket ile bir ilgisinin bulunmadığını, güvenlik hizmeti alınan diğer davalı ... Güvenlik Sist.Ltd. Şti.’nin bünyesinde çalıştığını, güvenlik hizmeti dışında da çalıştırıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Güvenlik Sistemleri ve Ticaret Ltd. Şti. Vekili, davacının 27.12.2005-18.03.2015 tarihleri arasında müvekkil firma tarafından güvenlik hizmeti verilen ... Ticaret projesinde çalıştığını, 18.03.2015 tarihinde emeklilik sebebiyle istifa ettiğini ve kıdem tazminatının ödenmesi talebinde bulunduğunu, müvekkil firmanın davacının kıdem tazminatını ödeyeceğini, maddi şartlar nedeniyle kıdem tazminatını tek seferde ödeme şansı olmadığından davacıyı da mağdur etmek istenmediğinden taksitlerle ödeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içerisinde davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
İddia ve savunma hakkı, Anayasa"nın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza da yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında, davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra, maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın açıklama ve ispat hakkını da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır. İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
Somut uyuşmazlığa dönülecek olursa davalı taraf yasal süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış, 15.10.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında zamanaşımı ve husumet itirazlarını tekrarlamıştır. Davalı vekili, 03.12.2015 tarihli duruşmada tanık isim ve adreslerini bildirmek için süre talep etmiş, mahkemece “2 haftalık yasal süre geçirildiği ve davacı vekilinin tanık dinletilmesine muvafakat etmediği” gerekçeleri ile davalı vekilinin bu talebi reddedilmiştir. Mahkemece yöntemine uygun olarak kesin süre verilmediği halde davalının gösterdiği deliller toplanılmadan ve davalı tanıkları dinlenilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelemesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.