Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5688
Karar No: 2019/15761
Karar Tarihi: 10.09.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/5688 Esas 2019/15761 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2019/5688 E.  ,  2019/15761 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti :
    Davacı vekili vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 15.02.1997-09.11.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde, kağıt ve bant bölümü ambar ve sevkiyat sorumlusu olarak kesintisiz şekilde çalıştığını, tazminat ve diğer işçilik alacaklarının müvekkiline ödendiğini ancak fazla mesai alacağının ödenmediğini, müvekkilinin çalışma saatlerinin hafta içi 08:00-17:30, cumartesi günü ise saat 13:30’e kadar olduğunu, çalışma süresi boyunca özellikle 2006 yılından sonra asla mesai bitiş saatinde işyerinden ayrılamadığını, özellikle 2006 yılından sonra davalı işyerinde günde ortalama 15 - 30 araç ile ürün sevkiyatları gerçekleştirilmiş olup, sevkiyat sorumlusu olan müvekkilinin de idari müdür tarafından yapılan sevkiyat programı dahilinde tüm sevkiyat işleri (kamyonun yüklenmesinden ayrılışına kadar) tamamlanana kadar mesaisine devam ettiğini, bu sebeple de hafta içi geç saatlere kadar cumartesi günleri ve hatta cumartesi yetiştirilemeyen yüklemeler için pazar günleri dahil haftalık mesai saatlerinin çok üzerinde çalışma gerçekleştirdiğini ileri sürerek fazla mesai alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti :
    Davalı vekili cevap dilekçesine özertle, davacının yaptığı sevkiyatlarda ortaya çıkan tutarsızlıklar, eksiklikler nedeni ile önceleri bir çok kez sözlü olarak uyarıldığını, daha sonra yazılı savunması alınarak ve ihtar verilerek uyarıldığını, davacının sorumluluğu tespit edildiğinde sorumlu olduğu bedelin tahsil edileceği yönünde kendisine 13.03.2013 tarihinde ihtarname gönderildiğini, davacının kötüniyetli olaark dava açtığını, müvekkili firmada davacının çalıştığı dönemde çalışanların ikiye ayrılığını, davacının müvekkili işyerinde net ücretle çalışanlardan olup, işe girdiği günden ayrıldığı güne kadar bu şekilde çalıştığını, aylık ücretine fazla mesai ücretinin dahil olduğunu ve davacıya ayrıca fazla mesai ücreti ödenmediğini, her ay ödenen maaşın için fazla çalışma ücreti de olduğundan müvekkilinin ayrıca fazla çalışma ücreti ödeme mükellefiyetinin olmadığını, davacının faiz isteminin de fahiş olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti :
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.04.2017 tarihli 2017/6959 esas 2017/8100 kara sayılı ilamı ile davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği, hafta tatili alacağının puantaj kayıtları bulunmadığı belirtilen dönem için tanık beyanlarına göre hesaplanması geerktiği ve ayrıca 4 saati geçen cumartesi günleri çalışması için 15 dakika yerine yarım saat ara dinlenmesi verilmesi gerektiği gerekçeleri bozulmuş bozma ilamına uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu :
    Kararı davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Mahkemece bozma ilamına uygun yargılama yapılıp yapılmadığı, “usuli kazanılmış hak” ilkesinin ihlal edilip edilmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istkirar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki easaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK)
    Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa"nın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir.” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
    Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazıanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmakadır:
    Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde; davacı tarafça, davalı işyerine gelen araçlara yapılan yüklemeler ile ilgili olarak sevk irsaliyelerindeki araç plaka kayıtlarıyla, araç giriş çıkışını gösteren kayıtlardaki plakaların karşılaştırılması istenildiği halde mahkemece bu konuda araştırma yapılmadan karar verilmesi Dairemizce bozma sebebi yapılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bilirkişi marifetiyle davalı şirket adresinde ilgili kayıtların incelenmiş ve 11.01.2010 tarihli raporda, irsaliyelerdeki kayıtlardan pazar çalışması yaptığı tespit edilmekle birlikte ilgili irsaliye kayıtlarından davacının çalışma süresinin tespitine yarar bir sonuca varılamadığı ifade edilerek, önceki bilirkişinin tespit ettiği süre ötesinde 09.06.2010-13.08.2011 tarihleri arasında işyerine giren çıkan araçların saatleri gösteren kayıtlar süreklilik arz etmemekle birlikte, işyerinde hafta içi ortalama 3 gün saat 21:00 ’de son çıkışın yapıldığı, ayda ortalama 2 cumartesi gününde son aracın çıkış yaptığının tespit edildiği belirtilmiştir. Mahkemece yapılan değerlendirmede, anılan bilirkişi raporunda davacının çalışma süresine yarar bir sonuca ulaşılamaması nedeni ile kök raporu düzenleyen bilirkişiden alınan 09.08.2018 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilmiştir. Ancak mahkece varılan sonuç, dosya kapsamına ve Dairemiz bozma ilamına uygun düşmemektedir. Zira hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla mesai alacağı konusundaki bozma sebebi hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de bu nedenle ve taraf vekillerinin itirazları da gözetilerek, bozma ilamı doğrultusunda farklı bir bilirkişiden yeniden rapor alınmasına karar verilmiştir. Buna rağmen, denetime uygun olmayan 09.08.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetli değildir. Zira dosya içeriğine göre; dinlenilen davacı tanığı ... “malın kamyona tam olarak yüklendiğinin onayını davacı verir, bırakıp gitme gibi bir durumu söz konusu olmaz” şeklinde beyanda bulunmuş, diğer tanık ise tatil günlerinde dahi sevkiyat olduğunda davacının geldiğini ifade etmiş olmakla tanık beyanlarınının birlikte değerlendirilmesinden davacının bilgisi olmadan araç çıkışı yapılamayacağı, davacının araç çıkış saatlerinde işyerinde bulunması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bahse konu sevk irsaliyelerinin davacının imzasına havi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı imzalı irsaliyelerdeki araç plakaları ile şirket kayıtlarında yer alan araç giriş çıkış saatlerinin denetime uygun şekilde karşılaştırılması, gerektiğinde söz konusu kayıtların şirket adresinde yeniden incelenmesi ve fazla mesai alacağının buna göre hesaplanması gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek bozma ilamına uygun olamayacak şekilde eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Kabule göre, davacının fazla mesai alacağının 26.480,35 TL olduğu belirtilerek takdiren 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle 14.320,23 TL brüt fazla mesai alacağı hüküm altına alınmış ise de 26.480,35 TL üzerinden 1/3 oranında indirim uygulandığında 17.653,56 TL sonucuna ulaşılmasına rağmen 14.320,23 TL brüt fazla mesai alacağının hüküm altına alınmasının maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.09.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi