22. Hukuk Dairesi 2012/12077 E. , 2013/5123 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, fazla çalışma, fazla mesai, ulusal bayram genel tatili, yıllık izin, ücret alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davacı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.03.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat Rakibe Gizem Torun ile karşı taraf adına Avukat Lale Şimşek geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 16.11.2007-03.08.2009 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde ekonomi servis şefi olarak çalıştığını, 2008 yılı Kasım, 2009 yılı Haziran ve Temmuz ayı ücretlerin ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, işyerinde fazla çalışma yapmasına ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen bu çalışma karşılığı ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, Basın İş Kanununda ücretlerin zamanında ödenmemesi halinde işçiye haklı sebeple fesih hakkı tanıyan bir düzenleme bulunmadığını, davacıya tüm alacaklarının tam ve zamanında ödendiğini, bordroları herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin imzaladığını, davacının fazla mesai yapmadığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu, davacının fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil günlerindeki çalışma iddiasını tanık beyanları ile ispatladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı ve davalı taraflar temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı gazetecinin çalışma süreleri ile fazla saatlerde çalışma olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun"un ek 1. maddesinde, günlük iş süresi gece ve gündüz devrelerinde sekiz saat olarak açıklanmıştır. Günlük sekiz saati aşan çalışmalarla, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatillerle yapılan çalışmaların “fazla saatlerde çalışma” olduğu aynı maddenin 2. fıkrasında açıklanmıştır.
Değinilen maddenin dördüncü fıkrasında ise, “ Her bir fazla çalışma saati için verilecek ücret, normal çalışma saati ücretinin %50 fazlasıdır” şeklinde hükme yer verilerek, fazla saatlerde çalışmanın karşılığının ne şekilde ödeneceği belirlenmiştir. Ödemeye dair bir başka kural ise aynı maddenin son fıkrasında düzenlenmiş ve fazla saatlerde çalışma ücretlerinin takip eden ayın ücreti ile birlikte ödenmesi gerektiği, aksi halde her geçen gün için % 5 fazlasıyla ödeneceği hükme bağlanmıştır. Belirtilen kanun düzenleme karşısında fazla saatlerde çalışma ücreti yönünden ayrıca işverenin temerrüde düşürülmesi gerekmez.
5953 sayılı Kanun"da bir kısım işçilik alacakları için öngörülen günlük % 5 fazlasıyla ödeme kuralının mahiyeti tartışmalara sebep olmuş ve özellikle indirim uygulanıp uygulanamayacağı sorunu ortaya çıkmıştır. Konu, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kuruluna intikal ettirilmiş ve 1973/4-6 sayılı içtihadı birleştirme kararında yüzde beş fazla ödeme parasının önce niteliği üzerinde durulmuş, faiz ya da tazminat olmadığı, uyulması zorunlu bir kanun hükmü olduğu kararda belirtilmiştir. Bahsi geçen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında, günlük yüzde beş fazlasıyla ödeme kuralının yüksek bir oran içermesi sebebiyle, vaktinde ödenmeyen ücretler bakımından karşılıklı kusur durumları gözetilerek 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 44. maddesi uyarınca bir indirime gidilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
818 sayılı Kanun"un 44. maddesinde, “Mutazarrır olan taraf zarara razı olduğu yahut kendisinin fiili zararın ihdasına veya zararın tezayüdüne yardım ettiği ve zararı yapan şahsın hal ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hâkim, zarar ve ziyan miktarını tenkis yahut zarar ve ziyan hükmünden sarfınazar edebilir. Eğer zarar kasden veya ağır bir ihmal veya tedbirsizlikle yapılmamış olduğu ve tazmini de borçluyu müzayakaya maruz bıraktığı takdirde hâkim, hakkaniyete tevfikan zarar ve ziyanı tenkis edebilir” hükmüne yer verilmiş olmakla, Dairemiz anılan hükme uygun olarak günlük yüzde beş fazla ödemelerden indirime gitmektedir. İndirim oranının tespitinde gazetecinin fazla çalışma saatleriyle ilgili talepleri yönünden gecikilen süre, hesaplamaya konu olan asıl alacak tutarları ve günlük yüzde beş fazlasının belirlenen miktarı da gözetilmektedir.
Fazla saatlerde çalışma karşılığı olan asıl alacaklardan yapılan indirim oranında günlük yüzde beş fazla ödeme miktarlarının da indirilmesi gerektiği açıktır. Günlük yüzde beş fazla ödeme miktarları, gerçekleşen ve kabulü gereken asıl alacak miktarlarının gününde ödenmemesinden kaynaklanmış olmakla, günlük yüzde beş fazlasının da doğrudan hüküm altına alınan asıl alacak miktarlarına göre tespiti gerekir. Bundan başka yukarıda sözü edilen gerekçelerle günlük yüzde beş fazla ödeme tutarlarından oransal indirime gidilmelidir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hak kazandığı fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücret alacakları indirimsiz olarak belirlendikten sonra, günlük yüzde beş fazla ödeme tutarı hesaplanmıştır. Günlük yüzde beş fazla ödeme miktarlarının, doğrudan hükümaltına alınan asıl alacak miktarlarına göre tespiti gerektiğinden bu hesaplama biçimi hatalıdır. Mahkemece bu talepler yönünden hüküm altına alınacak asıl alacak miktarları belirlendikten sonra bu miktarlar için günlük yüzde beş fazla ödeme miktarları hesaplanmalıdır. Hatalı bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesi isabetsiz olduğundan kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı tanığı davacının çalıştığı bölümde, davacı ile birlikte dört çalışanın daha görev yaptığını ve ulusal bayram genel tatil günlerinden nöbet usulü ile çalışıldığını beyan etmiştir. Bu durumda, davacının ulusal bayram genel tatil günlerinin tamamında çalıştığı yönündeki mahkeme kabulü hatalı olup, bu husus ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.