20. Hukuk Dairesi 2017/3474 E. , 2018/2190 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; ana taşınmazın ortak alanı olan bölüme araç park işlemi yapılarak yapılan haksız müdahalenin önlenmesi, muarazanın giderilmesi istenilmiş, mahkemece; 1982 yılında belediyesince onanmış projede binanın ön kısmında yola terk edilmiş kısım olduğu, parsel bahçesinde 4 adet otopark yeri olduğu, bunlardan 3 tanesinin iş yerlerine, bir tanesinin meskenlere ait olduğu, ön kısımda 2, yan kısımda 1, arka kısımda 1 otopark olmak üzere 4 otopark bulunduğu, arka kısımda bulunan meskenlere ait otoparkın işyerlerine katıldığı, söz konusu projeye göre 4 işyeri, 8 mesken olmak üzere toplam 12 bağımsız bölüm bulunduğu, 1986 yılında imar affı kanununa istinaden onaylanan rölüve projesinde 5 işyeri ve 8 mesken olmak üzere toplam 13 bağımsız bölüm bulunduğu, meskenlere ait otoparkın işyerine katıldığı, bahçe duvarının olmadığı, vaziyet planında 4 adet otopark yeri gösterildiği, binanın arka tarafında 4 no"lu otoparkın rampa yerine denk geldiği, projelerde gösterilen otoparkların hangi bağımsız bölüme ait olduğunun belli olmadığı, tapu kaydında da eklenti olarak gösterilmediği, tüm otoparkların binanın ortak alanı dahilinde bulunduğu bu itibarla bütün kat maliklerinin otoparklar üzerinde kullanım hakkı bulunduğu, keşif günü binanın ön kısmında bulunan parsel sınırları dışında ancak kamuya ait olan kısımda araçların park etmiş olduğu, davacıya ait işyerlerinin önünde araç park edilmediği ve önünün açık olduğu görülmüştür.
Kat Mülkiyeti Kanununun 16. maddesinde kat malikleri ana gayrimenkulün bütün ortak yerlerine arsa payları oranında ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olup söz konusu ortak alanların kullanımı, Kat Mülkiyeti Kanununun 18. maddesi uyarınca doğruluk kaidelerine uyma, birbirlerini rahatsız etmeme, birbirinin haklarını çiğnememe kuralına bağlanmış olup, ana taşınmazda bulunan bağımsız bölüm sayısı, binanın bulunduğu konum, yönetim planında, tapu kaydında ve binaya ait mimari projede otoparkların hangi bağımsız bölüme ait olduğunun belirlenmemiş olması karşısında tüm kat maliklerinin kullanımına açık olan otoparkların Kat Mülkiyeti Kanununun 18. maddesinde belirtilen kurallar dahilinde kullanıma riayet edilmesi gerektiği, keşif sırasında da gündüz olması itibari ile otoparkların kullanımı konusunda herhangi bir müdahale bulunmadığı, ana taşınmazın bağımsız bölüm sayısı nazara alındığında otopark ihtiyacının bulunduğu, hangi otoparkların bağımsız bölümlerden herhangi birisine tahsisi yada eklentisi halinde getirilmesi hususunun ise kat maliklerinin oy birliği ile verecekleri karar neticesi belirlenebileceği, böyle bir kararın kat maliklerinin iradesi ile alınabileceği, mahkemenin kat maliklerinin iradesi yerine geçerek böyle bir karar almasının da mümkün olmadığı, talebin müdahalenin menine yönelik olması, taleple bağlılık nazara alındığında otopark alanına da müdahalenin bulunmadığı görülmekle açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
-2-
2017/3474 - 2018/2190
Davacının dava dilekçesindeki talebi; anataşınmazın ortak yerlerine yönelik yapılan haksız müdahalenin önlenmesine ilişkindir. Mahkemece otopark ihtilafına binaen kat maliklerinin böyle bir karar alabileceği gerekçesiyle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bu konuda alınan bilirkişi raporu da bu hali ile yanlış sonuçlara yol açmaktadır. Mahkemece yapılacak iş anataşınmazın mimari projesi ve yönetim planı hükümlerinin keşfen mahallinde uygulanarak anataşınmazın varsa tahsis edilmiş otopark alanı ve ortak yerlerin tespit edilerek ayrıca dava konusu yerin otopark olduğunun tespiti halinde davacının talebinin yerinde olmadığı, dava konusu yerin otopark olmayıp ortak alan olduğunun belirlenmesi halinde ise davacının talebinin yerinde olacağı gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/03/2018 günü oy birliği ile karar verildi.