Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15868
Karar No: 2013/5250

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/15868 Esas 2013/5250 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/15868 E.  ,  2013/5250 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, maaş alacağı, fazla çalışma ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının, davalıya ait petrol istasyonu işyerinde çalıştığını, günlük çalışma süresinin sabah saat 08.00 "den ertesi gün sabah 08.00"e kadar olduğunu, çalışma dönemi içinde yıllık ücretli izin haklarının kullandırılmadığını, işyerinde 07.03.2010 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili olarak davalı işveren tarafından işçi hakkında olayın şüphelisi olarak şikayet edildiğini, kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan bir kişinin suçlanmasının hukuken mümkün olmadığını, hırsızlık olayında hiçbir kusur ve kastı bulunmadığını, davacının 11.03.2019 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesini haklı sebeple 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24/II-c maddesi uyarınca feshettiğini belirterek müvekkilinin kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacı tarafından yapılan feshin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının şirkette bekçi olarak çalıştığını, 06.03.2010 tarihinde başka bir işçi ile bekçilik işini nöbetleşe yaparken işyerinin elektriği kesilerek bahçe kapısı, trafo kapısı elektrikli spiralle kesilerek müvekkili şirkete ait kablolar ve başka malzemelerin çalındığını, olayın kabinde polise haber verildiğini, polis tarafından hasar tespiti yapıldığını, hırsızlık olayının görevli bekçilerin görevlerini yerine getirmeleri esnasında meydana geldiğini, savunma vermesi istendiğinde savunma yapmaktan imtina ederek işyerini terk ettiğini, müvekkil şirketin davacıdan şikayetçi olmadığını, hatta karakolda verilen ifadede davacının hırsızlık olayını gerçekleştirmeyeceği hususunun da dile getirildiğini, davacıya suç isnat edilmediğini, davacıdan savunma istenmesinin ona suç isnat edildiği anlamına gelemediğini, bu sebeple de feshin haklı sebeplere dayanmadığını, davacının fazla çalışma yapmadığını, talep edilen fazla çalışma ücretine hak kazanmadığını, her sabah 08.00 den akşam 20.00 ye kadar haftada doksanaltı saat çalıştığı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, yıllık ücretli izin alacaklarının kullandırılmadığı ve ücretinin ödenmediği iddiasının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacı iş sözleşmesini, ödenmeyen ücret alacağının varlığı sebebiyle haklı sebeple feshettiği, kıdem tazminatına hak kazandığı değerlendirilerek ve toplanan delillere ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre istekler hüküm altına alınmıştır.
    Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi uyuşmazlık konusudur. Davacı, iş sözleşmesini 11.03.2010 tarihli fesih bildirimi ile işyerinde 07.03.2010 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili suç şüphelisi olarak şikayet edilmesi sebebiyle ilçe emniyet müdürlüğünde ifade vermek zorunda kalması, oysa hırsızlık olayı ile ilgisi bulunmaması sebebiyle, 4857 sayılı Kanun"un 24/ll-c maddesi gereği feshettiğini bildirmiştir. Fesih bildiriminde gösterilen sebep ile bağlılık ilkesi gereğince, iş sözleşmesinin ödenmeyen ücret alacağının varlığı sebebiyle işçi tarafından haklı sebeple feshedildiği yönündeki mahkeme değerlendirmesi dosya içeriğine uygun değildir.
    Davacı feshine sebep gösterilen olayda, işyerinde miktar ve değeri yüksek seviyede malzeme çalınması söz konusu olmuş, olay adli soruşturmaya konu olmuş, işverenin ve bekçi olarak görev yapan davacı ve diğer işçinin beyanları alınmıştır. Olayın hırsızlık şeklinde cereyan etmesi ve davacının yerine getirdiği işin koruma ve kollama görevini gerektiriyor olması normal olarak bu soruşturmayı gerektirmiştir. İşin açıklanan niteliği ve gerçekleşen olay sebebiyle işverenin kuşku duyma hakkı bulunmaktadır. Ayrıca davacıya yönelik doğrudan bir suçlaması olmamıştır. Yargılama sırasında davacı tarafından, işverenin şikayet hakkını kötüye kullandığı kanıtlanamamıştır. Hırsızlık sonrası soruşturma yapılması, bekçi olarak çalışan işçiye haklı fesih yetkisi tanımaz. Mahkemece kıdem tazminatı isteğinin reddi gerekirken, hatalı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
    3) Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık konusu fazla mesai ücretinin hak edilip edilmediği ve hesaplanma yöntemi noktasındadır.
    Dosya içeriğine göre, davacının bir başka bekçi ile birlikte dönüşümlü olarak yirmidört saat çalışıp yirmidört saat dinlenme esasına göre çalıştığı sabittir.
    4857 sayılı Kanun"un 41. maddesine göre haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılır. Anılan Kanun"un 63. maddesinde ise, “Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak şartı ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir” şeklinde kurala yer verilmiştir.
    Haftalık iş süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlenmesi mümkündür. Bu halde haftalık çalışma süresini aşan kırkbeş saate kadar olan çalışmalar ise 4857 sayılı Kanun"un 41. maddesinin üçüncü fıkrasında, “fazla sürelerle çalışma” olarak adlandırılmıştır. Fazla sürelerle çalışma halinde denkleştirmeye gidilip gidilemeyeceği Kanunda açıkça düzenlenmemiştir. Bununla birlikte denkleştirme esasının kabul edildiği 63. maddede “haftalık normal çalışma” süresinden söz edildiğine göre, tarafların kırkbeş saatin altında haftalık çalışma süresi belirlemeleri halinde, denkleştirmenin kararlaştırılan haftalık çalışma süresine göre yapılması gerekecektir.
    Günlük çalışma süresinin onbir saatten fazla olamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğinden, tespit edilen fazla sürelerin denkleştirmeye tabi tutulmaması, onbir saati aşan çalışmalar için zamlı ücret ödenmesi gerekir.
    Somut olayda, her iki tarafın da kabulünde bulunan yirmidört saat çalışma yirmidört saat dinlenme şeklinde gerçekleşen çalışma sisteminde, işçi birinci hafta dört gün, ikinci hafta üç gün çalışmakta, iki haftada bir düzen başa dönmektedir. Çalışma süresinin yirmidört saat olması durumunda işçinin ancak ondört saat çalışabileceği Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yerleşik uygulaması gereği kabul edilmektedir. Bu durumda işçinin çalıştığı günlerde günlük onbir saati aşan çalışmaları fazla çalışma sayılarak alacak hesaplaması bu şekilde yapılmalı, diğer bekçi ile münavebeli çalıştığı da dikkate alınmalıdır. Yazılı şekilde çalışma günlerinde yirmidört saatin tümünün çalışma ile geçtiği kabul edilerek yapılan hesaplama hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi