(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/16631 E. , 2020/2420 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, duruşmalı olarak süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, ... Bartın Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından müvekkili şirkete ait iş yerinde yapılan denetim sonucunda düzenlenen 03/07/2015 tarih ve 10086-İNC-19 sayılı iş teftiş raporundaki tespitlere itiraz ettiklerini belirterek ilgili raporun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, söz konusu raporun davalı şirketin 03/02/2015-25/05/2015 tarihleri arasında yapılan teftiş sonucunda düzenlenen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Grup Başkanlığının inceleme raporu olduğunu, davaya konu eylemin iş müfettişi raporlarındaki tespitler olduğunu, dolayısı ile dava konusu işlemi tesis edenin müvekkili kurum olmadığını, kurumlarının bu davada herhangi bir sıfatının da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, husumetin davanın kabulünden zarar görecek ve aleyhine hukuki sonuç doğacak işçilere yöneltilmesi gerektiği, davalının taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesi ile dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. maddesine göre “91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93. maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak İş Teftişi Tüzüğünde açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler.
Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.
Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir”.
Anılan kanuni hükümler ile çalışma ilişkilerini korumak ve geliştirmek, ortam ve koşullarını denetlemek görevi iş müfettişlerine verilmiştir. Buna göre iş müfettişleri işyerinde genel, kontrol ve inceleme denetimi yaparlar.
İşyerinde işin yürütümü yönünden çalışma hayatı ile ilgili tüm mevzuat hükümlerine ve işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından ise; işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuat hükümlerinin uyulup uyulmadığının tespiti, genel denetimdir. Genel denetim ise yargısal faaliyet olarak nitelendirilemez.
Kontrol denetimi ise, genel denetim sonrası (işin yürütümü veya işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin) mevzuata aykırılık ve eksiklik olarak tespit edilen olguların, verilen süre içinde giderilip giderilmediğini kontrol edilmesidir.
İnceleme denetimi, bir kişinin ya da kurumun başvurusu üzerine yapılan denetimdir.
Dairemizce daha önce genel denetim sırasında yapılan müfettiş tespitlerine karşı taraflarca dava açılamayacağı yönünde uygulama yapılmakta idi.Ancak konunun yeniden değerlendirilmesi sonucunda, bu tür tespitlere karşı da dava açılmasında hukuki yararın bulunduğu sonucuna varılmıştır. Bu bağlamda genel denetim sonucu yapılan tespitlere karşı sadece Bakanlığa karşı; işçinin şikayeti üzerine yapılan denetim sonucu bir tespit yapılmışsa Bakanlık ile birlikte şikayette bulanan işçiye karşı dava açılması gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1.d maddesi uyarınca “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları” dava şartıdır. Aynı Kanunun devam eden 115/2 maddesine göre ise “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”.
Somut olayda dava konusu yapılan inceleme raporundaki tespitler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişi tarafından yapılmış olmakla, davanın anılan Bakanlık aleyhine açılması gerekirken, tespit ile ilgisi bulunmayan ...’ne husumet yöneltilmesi temsilcide hata olup, davacıya davasını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yöneltmek üzere süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Ayrıca dosya içeriğine göre davalı Bakanlığın İş Müfettiş raporu, dava dışı ismi bildirilmeyen şikayet üzerine düzenlenmiştir. Düzenlenen raporda, dava dışı üç işçinin alacaklarına ilişkin tespitler bulunmakta olup doğrudan işçilerin hak alanını ilgilendirmektedir. Başka bir ifadeyle tespit davaları için ayrıca araştırılan hukuken korunmaya değer güncel bir yarar şartının bu dava açısından mevcut olduğu değerlendirilmelidir. Hal böyle iken, 4857 sayılı İş Kanununun 92. maddesi uyarınca inceleme denetimi sonucu haklarında tespit yapılan işçilere husumet yöneltilmemesi yerinde görülmemiştir. Belirtilen sebeplerle, davacı işverene davayı dava dışı haklarında tespit yapılan işçilere yöneltmesi için süre verilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmelidir. Mahkemece usulünce taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi hatalı olup, temyiz edilen kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.