22. Hukuk Dairesi 2012/16689 E. , 2013/5345 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
...
DAVA : Davacı, fazla çalışma ve servis ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının 01.07.1998-01.02.2010 tarihleri arasında davalı bakanlığa bağlı hastanede çalıştığını, çalıştığı süre içerisinde günlük mesai saatini aşacak şekilde fazla çalışma yaptığını, ancak fazla çalışma ücretinin ödenmediğini ve ayrıca kendisine servis imkanı tanınmadığını belirterek fazla çalışma alacağı ve servis ücreti alacağının tahsili talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıyla davalı bakanlık arasında veya Diyarbakır Göğüs Hastalıkları Hastanesi arasında akdedilmiş herhangi bir iş sözleşmesinin bulunmadığını, işçilik alacaklarının asıl sorumlusunun işçiyi çalıştıran firmalar olduğunu, davacının talep ettiği işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dinlenen şahit beyanlarına göre davacının haftalık normal çalışma süresi olan kırkbeş saatin üzerinde çalışmasının bulunduğu ancak fazla çalışma, ücretinin davalı tarafından ödenmediği ve davalı işveren tarafından ödendiğine dair de yazılı bir delil ibraz edilmediği dolayısı ile davalının davacıya fazla çalışma, ödemekle yükümlü bulunduğu, ayrıca davalı tarafından davacıya servis sağlanmadığı ve ücretinin de ödenmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, bilgisine başvurulan davacı tanıkları, davacının davalı bakanlığa bağlı hastane işyerinde alt işveren işçisi olarak çalıştığını, işyerinde günlük çalışma sürelerinin 07:00-18:00 saatleri arası olduğunu bildirimişlerdir.
Mahkemece, bilirkişi tarafından tanık beyanları esas alınarak yapılan hesaplamaya itibar edilip davacının fazla mesai yaptığı ve ücretinin ödenmediği sonucuna varılarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli bulunmamaktadır.
Davacı tanıkları, davacının davalı bakanlığa bağlı hastane işyerinde taşeron şirketlerin işçisi olarak çalıştığını bildirdiği halde davanın alt işverenlere ihbarı yönüne gidilmemiş, ayrıca bu şirketler ile davalı bakanlık arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri ve eki şartnameler getirilip dosya kapsamına alınmamıştır. Öte yandan davacının alt işveren işçisi olarak çalışmasının geçtiği asıl işverenin kamu kurumu olduğu gözetilerek asıl işveren kamu kurumunun alt işverene hizmet alım sözleşmesi ile verdiği işin yürütümüne ve alt işveren işçilerinin günlük çalışma sürelerine yönelik olarak yaptığı düzenleme bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalıdır. Davacının hesaplamaya esas alınan hizmetinin geçtiği işyerlerinin işverenleri olan şirketlerle davalı bakanlık arasında bağıtlanmış hizmet alım sözleşmeleri ve dayanağı şartnameler ile davalı bakanlığın alt işverenlere verdiği işlerin yürütümüne ve alt işverenlerin çalıştıracağı işçilerin günlük çalışma sürelerine yönelik olarak yaptığı düzenlemeler bulunup bulunmadığı araştırılmalı, varsa bu hususlardaki bilgi ve belgeler getirilmeli, bundan başka davacı ve aynı durumda alt işveren işçilerinin günlük ve haftalık çalışma sürelerini belirtir nöbet çizelgeleri, varsa işe devam defterleri, puantaj kayıtları getirilmeli, olabildiğince yazılı delillere ulaşılmalı, bu suretle yapılacak araştırma sonucunda elde edilecek tüm bilgi ve belgeler ile tanık beyanları yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Davacının fazla mesai talebi yönünden belirtilen araştırma ve incelemeler yapılmadan dava sonucunda yararı bulunan tanık anlatımları ile yetinilerek karar verilmesi isabetli olmamıştır.
2-Davacı ayrıca servis ücretini talep etmiştir. 4857 sayılı Kanun"unda işçilere yol yardımı yapılmasını öngören bir hüküm olmadığı gibi işyerinde uygulanan ve yol yardımını hükme bağlayan bir toplu iş sözleşmesi bulunmamaktadır. Şahitler servis konusunda tutarlı bir beyanda bulunmamışlardır. Mahkemece bu hususlar gözönünde bulundurularak davacının servis ücreti alacağı talebinin reddi gerekirken, bilirkişi tarafından Diyarbakır’da uygulanan şehiriçi taşıma rayici esas alınarak hesap edilen servis ücreti alacağına hükmedilmesi hatalı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar