3. Hukuk Dairesi 2017/16735 E. , 2019/5177 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen istirdat davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve dahili davalı ...Ş. Vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı CLK Uludağ Elektrik Perakende Satış A.Ş"nin ... abone nolu müşterisi olduğunu, kendilerinden kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, personel satış hizmet bedeli, personel sayaç okuma bedeli ve iletişim sistemleri bedeli adı altında haksız bedeller tahsil edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı olarak 104.552,42 TL"nin davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte iadesini talep etmiştir.
Davalı CLK Uludağ Elektrik Perakende Satış A.Ş vekili, stirdadı istenilen bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı vekilleri; husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nu değiştiren 6719 sayılı kanun hükümleri öncesinde davacının dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davacı yararına nispi vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsiline karar verilmiştir
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; dava devam ederken yürürlüğe giren 17/06/2016 tarihli 6719 sayılı kanun hükümleri gereğince, davalının yapmış olduğu kesintilerin yasal hale geldiği ve davanın konusuz kaldığı, davaya sonradan dahil edilen Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş ve Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş"nin davadaki pozisyonlarının ihbar edilen şeklinde olabileceği, bu nedenle karar başlığında bu şirketlerin ihbar edilen olarak gösterilmesi ve davacı lehine usulü nedenlerle verilen karar gereğince, maktu avukatlık ücreti takdiri gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine maktu avukatlık ücreti takdirine dair karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili ve dahili davalı TEDAŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
TTK"nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda..."sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12.maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1.fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır". şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde : "Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar." ve TTK"nun 19.maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır" hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; uyuşmazlığın dava dilekçesinde numarası 10000413510 olarak gösterilen “şantiye-geçici 5” grubuna ilişkin elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklandığı, mahkemece davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, taraflar arasında görülen davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur.
O halde, mahkemece; davanın ticari dava olarak kabulü ile uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle yargı yerinde ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi yoksa davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve 6100 sayılı HMK"nun 297/1-a maddesi uyarınca da kararın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerekirken, bu yönün gözardı edilerek, yazılı şekilde Tüketici Mahkemesi sıfatıyla davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-)Bozma kapsamına göre sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK"nun 440/1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 30/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.