Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9379
Karar No: 2022/3248
Karar Tarihi: 09.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9379 Esas 2022/3248 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/9379 E.  ,  2022/3248 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi

    Dava, davacı vekili tarafından, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, davalı yanında aşçı olarak 01.08.1987-30.10.2012 tarihleri arasında çalıştığı beyanla prime esas kazancının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ... A.Ş. vekilinin dilekçesinde özetle; davacının 17.03.1987 tarihinde ...-... sgk sicil numarasında ... İnş. ve San. A.Ş. nezdinde işe başladığını, 20.04.2011 tarihine kadar da bu işyerinde çalıştığını, 20.04.2011 tarihinde müvekkili ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.'nin kurulduğunu, davacının bu tarihten sonra müvekkili şirkette çalışmaya başladığını ve primlerinin de eksiksiz olarak ödendiğini, davaya konu dönemde davacının müvekkili şirkette çalışması olmadığından davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının müvekkili şirkette çalıştığı dönemde primlerinin eksiksiz yatırıldığını ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.
    Davalı SGK vekili davaya cevap dilekçesinde özet olarak; ... sigorta sicil numaralı davacının dosyasında yapılan incelemede Kurumlarına herhangi bir ikramiye ödemesi yapıldığının bildirilmemiş olduğunu, hizmet akdine tabi olarak çalışıldığı iddiası ile açılan davalarda öncelikle yazılı belgelerle ispatlanması gerektiğini, davalıya ait işyeri ücret bordrolarının İşyerinden getirtilmesi ve davalı firmanın yazılı belgeleri üzerinde inceleme yapılması neticesinde işyerinde ikramiye uygulamasının bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini belirterek haksiz ve yasat dayanaktan yoksun davanın usul ve esas yönünden reddi talep edilmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARAR
    İlk derece mahkemesi;
    Davacının davalı işyerinde 1997 - 2009 dönemi çalışmalarına ilişkin olarak ayrıntısı 21.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde eksik bildirilen prime esas kazanç tutarlarının toplam 26.773,98 TL olduğunun tespiti ile bu tutarların davalı işverenden tahsili ile davalı kuruma ödenmesi gerektiğinin tespitine,
    Fazlaya ilişkin istemin reddine, karar vermiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi,Dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, ... 2. İş Mahkemesi 2014/148 Esas, 2020/234 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Mahkemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili ve davalı Kurum vekili, eksik araştırma olduğundan bahisle hükmün bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Anayasamızın 141. maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesi benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 149. (HMK’nun 28.) maddesinde de bu husus belirtilmiştir.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. (HMK’nun 294.) maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafları iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az aynı Kanunun 388. (HMK’nun 297.) maddesinde belirtilen hüküm sonucunun tutanağa geçirilerek okunması suretiyle olur.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde :
    “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
    b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
    c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
    ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
    d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
    e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
    (2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
    Yine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 389. (HMK’nun 298.) maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. Bir başka ifade ile mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi, verilen kararla, ne şekilde tefhim edildiğinin duruşma tutanağına yazılması zorunludur. Aynı maddenin son fıkrası gereğince de zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli bir süre içinde yazılması mümkündür.
    Kısa karar, bir davayı sona erdiren ( Niha-i ) temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Asıl olan kısa karardır. Bu gibi hallerde de Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. (HMK’nun 297.) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararında buna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir. (10/04/1992 gün ve 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı) Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 2011/21-23 E. - 268 K., 2012/6-97 E. - 203 K., 2012/10-149 E. - 291 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    Somut olayda; Mahkemece; davacının davalı işyerinde 1997 - 2009 dönemi çalışmalarına ilişkin olarak ayrıntısı 21.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde eksik bildirilen prime esas kazanç tutarlarının toplam 26.773,98 TL olduğunun tespiti ile bu tutarların davalı işverenden tahsili ile davalı kuruma ödenmesi gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair hüküm kurulmuş ise de, verilen karar infaza elverişli değildir.
    Böyle bir hükmün infazı sırasında bir faydası olmayacağı gibi, davacının hangi tarihlerde ne kadar ücret ile çalıştığı açıklanmadığı için, tam aksine tereddüt oluşturacağı da açıktır. Açıklanan nedenlerle, kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak davanın yürütülüp sonuçlandırılması ve yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Mahkemece, davacının talep konusu dönem içinde her bir takvim yılı içerisinde hangi tarihlerde ne kadar ücret ile çalıştığının açıkça ve tek tek tereddüte mahal bırakmaksızın belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hükme esas kılınan bilirkişi raporuna atıfta bulunmak suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    O hâlde, davacı ve davalı kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün sair hususlar incelenmeksizin, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 09.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi