Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/17154
Karar No: 2013/5504

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/17154 Esas 2013/5504 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/17154 E.  ,  2013/5504 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... Rafineleri şirketinde 03.10.1983-15.04.2008 tarihleri arasında çalıştığını, emekli olması nedeniyle işten ayrıldığını, müvekkilinin son işvereni olan diğer davalı ... Deniz İşl.ve Tankercilik şirketinin 04.05.1988-15.04.2008 tarihleri arasındaki kıdem tazminatını ödediğini ancak tüm kıdem tazminatından son işveren olarak sorumlu olduğunu, diğer davalı ... Rafineleri şirketininde tüm kıdem tazminatından sorumlu olduğunu belirterek kıdem tazminatı farkı alacağının davalılardan tahsili talep etmiştir.
    Davalı ... Rafineleri şirketi vekili, davacının müvekkili şirketin işçisi olmadığını, müteahhit firmaların işçisi olduğunu, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, davacının son olarak “deniz araçları ve palamar hizmetleri işletmeciliği” işini üstlenen ... Deniz İşl.ve Tankercilik şirketinin firmasında çalışırken işten ayrıldığını, yapılan işin müvekkili şirketin iş kolu dışında olduğunu, davacının kendisini çalıştıran işverenlere vermiş olduğu ibranamelerde alacaklarını aldığını belirttiğini, ödemeye dair bordroların mevcut olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... Deniz İşl. ve Tankercilik şirketi vekili; davacının 01.04.1994-15.04.2008 tarihleri arasında müvekkili şirkete bağlı olarak ... Türkiye Petrol Rafineleri işyerinde çalıştığını, davacının 02.04.1988-31.12.1993 tarihlerine tekabül eden dönem kıdem tazminatı tutarının ödendiğini, 01.04.1994-15.04.2008 tarihleri arasındaki kıdem tazminatı tutarınında ödendiğini, buna ilişkin iki adet ibranamenin bulunduğunu, davacının 03.10.1983 tarihinden itibaren çalıştığını iddiasının bulunduğunu ancak davacının 1988 yılından önce çalışmasının tespit edilemediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının 03.10.1983-13.11.1985 tarihleri arasında davalı ... A. Ş."nin alt işvereni olan Tevfik Gözlükçü adlı işyerinde geçen çalışmalarının bulunduğu, daha sonra... Akaryakıt A. Ş."inde davacının kesintiye uğrayan başka bir çalışmasının bulunduğunu, ... Akaryakıt A.Ş."de geçen çalışmaları çıkartılarak davalı ...Ş."nin önceki taşeronlarında geçen çalışmalarının birbirine eklenmesi suretiyle hesaplama yapıldığını, davacının hizmet cetvelinde geçen 01.06.1986-01.05.1988 tarihleri arasındaki çalışması dava dışı başka bir firmada geçtiğinden, bu dönem çıkartılarak yapılan hesaplamaya itibar edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... Rafineleri şirketinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile davalı ... Deniz İşl. ve Tankercilik şirketinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasıdaki uyumazlık konusu bozma içeriğine göre davalı ... Deniz İşl.ve Tankercilik şirketinin davacının ... Türkiye Petrol Rafineleri şirketinde kesintiye uğrayan çalışmasından önceki çalışmalarından sorumlu olup olmayacağı noktasındadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde, işveren bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için öncelikle mal veya hizmetin üretildiği işyeri bulunan bir işverenin ve aynı işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri nedeniyle kazanmış olabilir.
    İşyerinin tamamının veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devri işyeri devri olarak tanımlanabilir. 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinde, işyerinin bir bütün olarak veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başkasına devri halinde mevcut iş sözleşmelerinin devralana geçeceği düzenlenmiştir. Bu anlatıma göre, alt işverence asıl işverenden alınan iş kapsamında faaliyetini yürüttüğü işyerinin tamamen başka bir işverene devri 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesi kapsamında işyeri devri niteliğindedir.
    Süresi sona eren alt işverenle yeni ihaleyi alan alt işveren arasında açık biçimde işyeri devrini öngören bir sözleşme yapılması da imkân dahilindedir. Alt işverenin değişmesine rağmen yeni alt işveren nezdinde işyerinde çalışmaya devam edecek olan işçilerin belirlendiği hallerde, sözü edilen işçiler bakımından iş sözleşmelerinin devralan işveren geçtiği tartışmasızdır. Ancak yeni alt işverende çalışacak olan işçiler arasında gösterilmeyen ve süresi sona eren alt işveren tarafından başka bir işyerinde çalıştırılmak üzere bildirimde bulunulmayan işçilerin iş sözleşmelerinin devreden alt işveren tarafından feshedildiğini kabul etmek gerekir.
    Alt işverenlerin değişmesi en yaygın biçimde, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması ve işçilerin yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam etmeleri şeklinde gerçekleşmektedir. Bu eylemli durumun işyeri devri niteliğinde olup olmadığının tespiti ile hukukî sonuçlarının belirlenmesi önemlidir. Alt işverenlerin değişiminde olması gereken, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması anında işçilerini de beraberinde başka işyerlerine götürmesi veya iş sözleşmelerinin sona erdirilmesidir. Bunun tersine alt işveren işçilerinin alt işverenin işyerinden ayrılmasına rağmen yeni alt işveren yanında aynı şekilde

    çalışmayı sürdürmeleri halinde, alt işverenler arasında 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesi anlamında bir işyeri devrinin kabulü gerekir. Bu durumda yeni alt işverenin, devam eden hizmet akitlerini de devraldığı aynı maddede hükme bağlanmıştır.
    Alt işverenlerin, aralarında herhangi bir hukukî işleme bağlı olmaksızın değişmesini işyeri devri olarak kabul etmediğimiz taktirde, her bir alt işverenin kendi dönemiyle ilgili olarak işçilik haklarından sorumluğu sözkonusu olacağından ve asıl işverenin sorumluluğu yasa gereği alt işverenin sorumluluğunu aşamayacağından hak kaybına neden olabilecektir.
    1475 sayılı Kanun"un 14/2. maddesi hükmü, 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinde belirtilen işyeri devrini de içine alan daha geniş bir düzenleme olarak değerlendirilebilir. Gerçekten maddede işyerlerinin devir veya intikalinden söz edildikten sonra “…yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli…” denilmek suretiyle uygulama alanı 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesine göre daha geniş biçimde çizilmiştir. O halde kıdem tazminatı açısından asıl işveren alt işveren ilişkisinin sona ermesinin ardından işyerinden ayrılan alt işveren ile daha sonra aynı işi alan alt işveren arasında hukukî veya fiilî bir bağlantı olsun ya da olmasın, kıdem tazminatı açısından önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumluluğu, son alt işverenin ise tüm dönemden sorumluluğu kabul edilmelidir.
    Yapılan bu açıklamalara göre, işçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerekmektedir. Bu durumda değişen alt işverenler işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını da devralmış sayılırlar. İş sözleşmesinin tarafı olan işçi veya alt işveren tarafından bir fesih bildirimi yapılmadığı sürece, iş sözleşmeleri değişen alt işverenle devam edeceğinden, işyerinde çalışması devam eden işçi açısından, feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti talep koşulları gerçekleşmiş sayılmaz.
    Buna karşın, süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden, işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğindedir. Bu durumda feshe bağlı hakların talep koşulları gerçekleşeceğinden, feshin niteliğine göre hak kazanma durumunun değerlendirilmesi gerekecektir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı davalılardan kıdem tazminatı farkı talebinde bulunmuş, yapılan yargılamada sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre davacının kıdem tazminatı farkından davalıların müşterek ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdem tazminatına esas hizmet süresinin tespitinde 01.06.1986-01.05.1988 tarihleri arasında davalı ... Rafineleri şirketinin alt işvereni olmayan şirketi nezdindeki çalışmasını çıkartarak hesaplama yapılmıştır. Davacının 03.10.1983-13.11.1985 tarihleri arasında davalı ... Rafineleri şirketinin alt işvereni olan Tevfik Gözlükçü adlı dava dışı işyerinde çalıştığı, 01.06.1986-01.05.1988 tarihleri arasında ise davalı asıl işverenin alt işverini olmadığı anlaşılan... Akaryakıt Tic. ve Nak. A. Ş."de çalıştığı, 04.05.1988 tarihinde yeniden davalı ... Rafineleri şirketinin alt işverininde çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Davalı ... Deniz İşl.ve Tankercilik şirketinin 1983-1985 döneminde asıl işverenlik sıfatı bulunmadığı ve iş sözleşmesi devam ederken işyeri devri de sözkonusunu olmadığından anılan dönemden davalı ... Deniz İşl. ve Tankercilik şirketinin sorumlu tutulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 18.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi