20. Hukuk Dairesi 2017/2862 E. , 2018/2232 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, kiracı olan davalılar ... ve ... tarafından sitenin genel huzurunu bozan tutum ve davranışlar sergilendiğini, öncelikle 31/05/2014 tarihinde site güvenlik görevlileri ile tartışan davalıların bilahare site yönetim binası önünde bir kısım site yönetim kurulu üyeleri ve güvenlik şirketi görevlileri ve amirlerinin de olduğu ortamda tartışma ve kavga çıkması sonucunu doğuran bir olay yarattığını, bununla ilgili .....taraflar karşılıklı şikayette bulunduğu ve soruşturmanın halen devam ettiğini, bu nedenlerle; davalılar tarafından KMK hükümlerine aykırı olarak diğer site sakinlerini rahatsız eden tutum ve davranışlar yapılmakta olduğundan bu davranışların men"i istenilmiştir.
Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalıların rahatsız eden davranışlardan değil davalıların haklarını araması ve bunun karşılığında sitedeki güvenlik görevlileri ile aralarında çıkan arbededen kaynaklandığı, bu nedenlerle davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan sitede, hakim müdahalesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerle, tapu kaydı ve yönetim planının incelenmesinden; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir.
Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle, mahkemece, genel hükümlere göre asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/03/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.