
Esas No: 2016/6080
Karar No: 2018/2286
Karar Tarihi: 26.03.2018
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/6080 Esas 2018/2286 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 08.10.2007 tarihli asliye hukuk mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği .....mevkiinde bulunan 3 parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanununun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazların adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile (A), (B) ve (C) ile gösterilen kısımların ayrı ayrı parseller olarak davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11/05/2009 gün ve 2009/5942 – 7885 E.K. sayılı bozma kararında: “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece öncelikle Orman Yönetiminin davaya dahil edilmesi sağlanarak taraf teşkili tamamlanmalıdır. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde çekişmeli taşınmazların Hazine tapusu içinde kaldığını bildirmiş olduğundan, davalı Hazineden bu tapunun tarih ve numarası sorularak tapu kaydı tüm tedavül kayıtları ile birlikte getirtilmelidir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu Kargaçayırı köyünde orman kadastrosu yapıldığı ancak ilan edilmediği bildirilmiş olduğundan orman kadastrosuna ilişkin belgeler getirilmeli, orman kadastrosu yapılmış ve çekişmeli taşınmazların bulunduğu alan orman tahdit sınırları içine alınmış ise dava orman kadastrosuna itiraz davasına dönüşeceğinden ve orman kadastrosuna itiraz davası yönünden kadastro mahkemesi görevli olduğundan dava dosyası orman kadastrosuna itiraz davası yönünden ayrılarak dosyanın görevsizlikle Kadastro mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşünülmelidir. Eğer çekişmeli taşınmazların bulunduğu Kargaçayırı köyünde orman kadastrosu yapılmamış veya çekişmeli taşınmazlar orman tahdit sınırları dışında bırakılmış ise; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; Çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tespit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava
.....
tarihinden ya da kadastro tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışması başladığı ve taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
2011 yılında yapılan kadastro sırasında ..... ili, .... ilçesi, ..... köyü 104 ada (ada düzeltimi ile 178 ada) 8 parsel sayılı 4415,51 m2 yüzölçümlü tarla vasfındaki taşınmaz asliye hukuk mahkemesinde davalı olduğundan malik hanesi boş bırakılarak kadastro mahkemesine devredilmiş, dava konusu oldukları yargılama aşamasında tespit edilen 178 ada 1 parsel ve 179 ada 1 parsel sayılı orman vasfı ile Hazine adına tespitli taşınmazlar ile 178 ada 6 parsel sayılı 9260,58 m2 yüzölçümlü tarla vasfı ile Hazine adına tespitli taşınmazın kadastro tutanak asılları dosyaya getirilmiştir.
Mahkemece davacı ..."in dava konusu ... ili, ... ilçesi, .... köyü 178 ada 8 parsel (104 Ada 8 Parsel) numaralı taşınmaza yönelik açmış olduğu davasının kısmen kabulüne, taşınmazın fen bilirkişisi ..... hazırlamış olduğu 01/10/2013 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 7.742,24 m2 miktarındaki kısmının davacı adına kadastro tespitindeki gibi aynı vasıf ve mahiyette tapuya kayıt ve tesciline,
Fen bilirkişisi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 919,66 m2, (A2) harfi ile gösterilen 39,34 m2, (B) harfi ile gösterilen 3.282,65 m2, (B1) harfi ile gösterilen 567,94 m2, (B2) harfi ile gösterilen 1.771,07 m2, (B3) harfi ile gösterilen 15,59 m2, (C) harfi ile gösterilen 1.110,69 M2, (C2) harfi ile gösterilen 174,13 m2 miktarındaki kısımlarının orman vasfıyla ayrı ayrı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin iken taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesinden sonra kadastro tespitine itiraz davasına dönüşmüştür.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmıştır.
Mahkemece, davacının ..... köyü 178 ada 8 parsel numaralı taşınmaza yönelik açmış olduğu davasının kısmen kabulüne, taşınmazın fen bilirkişisi Ali Erkaşka"nın hazırlamış olduğu 01/10/2013 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 7.742,24 m2 miktarındaki kısmının davacı adına kadastro tespitindeki gibi aynı vasıf ve mahiyette tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın (A1), (A2), (B), (B1), (B2), (B3), (C) ve (C2) harfi ile gösterilen kısımlarının orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de verilen kararın infazı mümkün bulunmamaktadır.
Hâkim, düzgün sicil oluşturmakla ve infaza elverişli karar vermekle yükümlüdür. Hükme dayanak yapılan fen bilirkişi raporunda davacı yanca dava edilen taşınmazlardan (A) harfi ile gösterilen 7742,24 m2, (A1) harfi ile gösterilen 919,66 m2, (A2) harfi ile gösterilen 39,34 m2 miktarlı taşınmazların 179 ada 1 parsel sayılı orman parselinde, (A3) harfi ile gösterilen 417,19 m2 ve (A4) harfi ile gösterilen 6,28 m2 miktarlı taşınmazların yol olarak paftaya işlenen alanda, (B) harfi ile gösterilen 3282,65 m2, (B1) harfi ile gösterilen 567,94 m2 ve (C1) harfi ile gösterilen 1278,57 m2 miktarlı taşınmazların 178 ada 1 parsel sayılı orman parselinde, (B2) harfi ile gösterilen 1771,07 m2 miktarlı taşınmazın malik hanesi açık tarla vasıflı 178 ada 8 parselde, (B3) olarak gösterilen 15,59 m2 miktarlı taşınmazın tarla vasfı ile Hazine adına tespitli 178 ada 6 parselde, (C) harfi ile gösterilen 1110,69 m2 miktarlı taşınmazın körsulu deresi olarak bırakılan ve parsel numarası verilmeyen yerde, (C2) harfi ile gösterilen 174,13 m2 miktarlı taşınmazın ise 15.04.1986 kadastro çalışmaları ile 10.01.2012 tarihinde kesinleşmiş kadastro çalışmaları arasında kalan tapulama harici yerde kaldığı bildirilmiş olup mahkemece dava konusu olduğu halde (A3) ve (A4) harfi ile gösterilen taşınmazlara ilişkin olumlu olumsuz bir hüküm kurulmadığı gibi (A), (A1), (A2), (B), (B1), (B2), (B3), (C) ve (C2)
-3-
2016/6080 - 2018/2286
harfi ile gösterilen taşınmazların ise tamamının ...... 178 ada 8 parsel numaralı taşınmaz kapsamında kaldığı yanılgısı ile davacının bu taşınmaza ilişkin davasının kısmen kabulü yönünde hüküm kurmuştur. Oysa ki; dava konusu taşınmazlar kısmen 178 ada 8 kısmen orman vasfı ile tespitli 178 ada 1 ve 179 ada 1, tarla vasfı ile Hazine adına tespitli 178 ada 6 parsel kapsamında kısmen paftasında yol ve dere olarak gösterilen alanda kısmen de tapulama harici alanda kalmaktadır. Bu hali ile dava konusu taşınmazların bir kısmı hakkında kadastro mahkemesinin görevli olup olmadığı hususu dahi mahkemece irdelenmeden taşınmazların tamamının davalı 178 ada 8 parselde kaldığı yanılgısı ile hatalı, infaza elverişli olmayan şekilde hüküm kurulmuştur.
Bunun yanı sıra; mahkemece, davacı yanın dayanağı t.sani 926 sayfa 92 sıra: 123 ve 20/11/1962 tarih 17 sıra numaralı tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren oluşum belgeleri, haritası ve tüm tedavülleri getirilerek revizyon durumları sorulmamış, tapular revizyon görmüş ise revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları getirtilmemiş, revizyon görmemiş ise neden revizyon görmediği araştırılmamış, komşu parsel tutanak ve dayanakları, davalı iseler dava dosyaları, kesinleşerek tapuya kaydedilmiş iseler tapu kayıtları ile birlikte eksiksiz olarak getirtilmemiş, tapu kaydı zemine usulünce uygulanmamış, kapsamı belirlenmemiş, davacının dayanağı tapu kaydının sınırları ve komşu parsellerin kayıt sınırları parsel malikleri ile bağ kurularak tespit edilmemiş, taşınmazların bulunduğu yeri kapsar dava tarihinden 15-20 yıl öncesini gösteren resmî belgeler ile keşifte uygulandığı bildirilen 1988 ve 2002 yıllarına ait memleket haritalarının yapımında kullanılan hava fotoğrafları getirtilerek keşifte uygulama yapılmamış, hükme esas bilirkişi raporlarında eğimin neye göre belirlendiği, klizimetre ile ölçülüp ölçülmediği açıklanmamış, yapılan keşif sonrasında orman bilirkişi tarafından düzenlenen ilk raporda taşınmazların orman sayılan kısımları ile sonradan alınan ek raporlarda orman sayılan kısımları farklı şekilde gösterilmiş, mahkemece raporlar arasındaki çelişkiler ise giderilmemiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya, çelişkili raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde, davacı yanca dayanılan tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ve varsa krokileri, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, tapu kaydının uygulandığı tüm parseller ve komşu parsel tutanak ve dayanakları, davalı iseler dava dosyaları ve revizyon görmemiş ise neden revizyon görmediğinin sorulması, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yöreye ait en eski ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile keşifte uygulandığı bildirilen 1988 ve 2002 yıllarına ait memleket haritalarının yapımında kullanılan hava fotoğrafları, çekişmeli taşınmazlara komşu parsellere ilişkin tapu kayıtlarının ve varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyalarının, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise ilgili dava dosyaları ilgili yerlerden eksiksiz olarak getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir jeolog bilirkişi ve bir fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazların kesin ve gerçek eğimi belirlenmeli, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların
-4-
2016/6080 - 2018/2286
konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak dava konusu taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli, davacı yanın sunduğu tapu kayıtları keşifte yansız ve yaşlı mahalli bilirkişilerce zemine uygulanıp taşınmazları kapsayıp kapsamadığı ve miktar fazlası bulunduğu taktirde miktar fazlası yönünden zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, sınırların doğruluğu komşu parsel malikleri ile bağ kurularak şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, tapu kayıtları başka parsellere de revizyon görmüş ise, miktar hesabında nazara alınmalı, uygulama fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek kroki ve raporda gösterilerek yapılacak uygulamada davacı yanın dayandığı tapu kaydı uymadığı taktirde zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadıkları belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; jeolog bilirkişiye taşınmazların önceden ya da halen aktif dere yatağı olup olmadığı, taşkın tehdidi altında bulunup bulunmadığı gibi hususlar ayrıntılı ve açık bir şekilde açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden ne şekilde kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği, ekonomik amaca uygun olup olmadığı konularında kesin tanık ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, dava konusu taşınmazların tamamını kapsar şekilde görev hususu da gözönüne alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekili, davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.