Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/733
Karar No: 2019/5373
Karar Tarihi: 12.06.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/733 Esas 2019/5373 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/733 E.  ,  2019/5373 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ : İZMİR 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı ...’in dava dışı diğer ortak ... ile birlikte ... isimli kafetaryayı işlettiklerini, davalı ...’in ortaklık hissesinin 62.000,00 TL bedelle satışı konusunda davalı ... ile anlaştıklarını, bu satış bedelinin 3.000,00 TL’sini 30.06.2013 tarihinde davalı ...’e ödenmek üzere ..."a verdiğini, bakiye bedel için bono ciro ettiğini, bono bedelini de davalılar ile birlikte hareket eden davalı ..."un banka hesabına yatırdığını, hisse bedelinin ödendiğinin davalı ...’in kabulünde olduğunu, ancak davalı ...’in aradan uzun süre geçmesine rağmen hisselerini devretmediğini, hisseyi devir almaktan vazgeçtiğini ve sözleşmeyi fesih ettiğini davalılara bildirmesine rağmen davalıların ödeme yapmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde davalıların itirazda bulunduğunu beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ..., davacının bonoda kendisinden önceki ciranta olduğunu ve kendisine bono karşılığında ödeme yaptığını, bu ödemenin hisse devir sözleşmesi ile ilgili olmadığını, davacının bu durumun aksini senetle ispat etmesi gerektiğini, tanık dinletilmesine muvafakatları olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
    Davalılar ... ve ... ise, ... isimli işyerinde davalı ...’in ortak olduğunu, davalı ...’in davalı ... adına vekaleten hareket ettiğini, davada davalı ...’in pasif husumetinin bulunmadığını, toplam devir bedelinin 9.000,00 TL olarak belirlendiğini, bunun 3.000,00 TL’sinin ödendiğini, davacının iş yerinde olmaması sebebi ile devir ve tescilin yapılamadığını, davacının, anlaşmaya aykırı olarak hareket ederek, anlaşmadan haksız olarak caydığını, bakiye devir bedelinin davacıdan halen tahsil edilmediğini, davalı ...’a yapılan ödemenin devir sözleşmesi ile ilgisinin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, davacı tarafından davalı ...’a yapılan ödemenin ortaklık hisse devir bedeline istinaden yapıldığına dair davalıların kabul beyanını içeren bir belgenin ibraz edilememiş olması, davalıların da bu ödemenin hisse bedeline ilişkin olduğunu kabul etmemeleri karşısında bu konuda davalı ...’un yeminine başvurulduğu, davalının yeminli beyanında ödemenin borç ödemesine ait olduğunu belirttiği, davacı tanığı ...’ın beyanlarında hisse bedelinin 60.000,00 TL olduğunu, yazılı belgede yanlışlıkla 6 rakamından sonra nokta koyularak ardından dört adet 0 rakamının yazıldığını beyan ettiği, davalı ... tarafından imzalanan ancak tarih olmayan belgede toplam hisse bedelinin alındığının ikrar edildiği, talep edilecek miktarın ise 62.000,00 TL olacağı gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın reddine; davalılar ... ve ...’ in İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2014/3851 sayılı icra takibiyle ilgili olarak ayrı ayrı itirazlarının iptaline karar verilmiş, mahkemece verilen karara karşı davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile; davalı ... tarafından verilen belgenin delil başlangıcı niteliğinde olduğu, belgeye istinaden tanık dinlenebileceği, tarafların adi ortaklık hissesinin sözlü olarak devri konusunda 65.000,00 TL üzerinden anlaştıkları, cafe hissesinin davalılardan ...’e ait olduğunu, davalılardan ...’in 24339 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile davalılardan ... tarafından cafedeki hissesine yönelik vakeleten hareket ettiği, her ne kadar vekaletnamede hisse devri konusunda açık yetki yer almamışsa da davalı ...’in işlemlere icazet verdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, davalı ... hakkında davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava, davacı ile davalılardan Mensure ve ... arasındaki sözlü hisse devir sözleşmesi uyarınca davacı tarafından verilen hisse bedelinin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup uyuşmazlık; davacı tarafından ödenen hisse bedelinin belirlenmesi ile iade sorumlusunun kim olduğu noktalarında toplanmaktadır.
    HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı ise hukuki ilişkinin değeri itibarıyla iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Somut olayda davacı, hisse bedelinin devri için davalılara ödemiş olduğu 62.000,00 TL’nin iadesini talep etmiş, davalı ... ve ... ise savunmalarında hissenin 3.000,00 TL kaparo olmak üzere toplamda 9.000,00 TL bedelle satıldığını beyan etmişlerdir. Nitekim davacı tarafından sunulan ve davalılardan ...’in imzasını taşıyan ve itiraza uğramayan tarihsiz, “Sayın .....” ile başlayan yazılı belgede cafenin satış bedelinin tamamının alındığı açıkça yazmaktadır. Toplanan deliller, dosya kapsamı ve davalıların kabulünden cafe satış bedelinin 9.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafından dava dışı ...’ın düzenlediği 10.06.2013 tarihli, kaparo bedelinin alındığına ilişkin belgede “... 6.0000 TL’lik senet alınacaktır.” şeklindeki ibareye dayanılarak alacak talebinde bulunulmuş ise de, davalılardan Halil ve ...’in bahsi geçen belgede imzası bulunmamaktadır. Bu halde belgenin davalı ... ve ...’i bağlamayacağı açıktır.
    Ayrıca, davalı ...’in ikrarını içeren yazılı belge ve dosyaya sunulan vekaletname birlikte değerlendirildiğinde, adı geçen davalının hisse sahibi ... adına vekil sıfatıyla hareket ettiği tespit edilememiştir.
    Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar ile davalıların kabulü de dikkate alınmak suretiyle, davalı ... ve Mensure’nin 9.000,00 TL üzerinden sorumlu tutulup bu yönde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 371. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı ve davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 12.06.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi