Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11240
Karar No: 2022/2395
Karar Tarihi: 23.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11240 Esas 2022/2395 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/11240 E.  ,  2022/2395 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    İlk DereceMahkemesi : Adana 1. İş Mahkemesi


    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8 . Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer’i müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili, davacının, davalı iş yerinde 01.10.1996-25.06.2013 tarihleri arasında kesintisiz bir şekilde ustabaşı olarak çalıştığını, davacının primlerinin 01.08.1997 tarihinden itibaren yatırıldığını, davacının davalı iş yeri aleyhine açmış olduğu Adana 3. İş Mahkemesinin 2016/171 Esas sayılı dosyasıyla çalışmalarının hüküm altına alındığını verilen kararın kesinleştiğini, davalı iş veren tarafından davacının çalışmalarının Kuruma eksik bildirildiğini belirterek davacının davalı iş yerinde sigorta başlangıcının 01.10.1996 olduğunun tespiti ile, eksik gösterilen çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı vekili, davacının taleplerinin hak düşürücü süreye maruz kaldığını, davacının iş yerinde ilk çırak olarak işe başladığını, sigortası ve primlerinni devlet tarafından yatırıldığını, daha sonra işe başlangıcının zamanında bildirildiğini eksiksiz yatırıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Fer'i Müdahil SGK'nın cevap vermediği, vekilinin beyanında davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesince, "...Davanın kabulü ile, davacının davalı iş yerinde 01.10.1996-30.06.2000 tarihleri arasında toplam 1.350 gün süre ile asgari ücret ile çalıştığının tespitine, bu dönemde 1.057 günün Kuruma eksik bildirildiğinin tespitine, davacının davalı iş yerinde 23.05.2003-25.06.2013 tarihleri arasında toplam 3.633 gün süre ile asgari ücret ile çalıştığının tespitine, bu dönemde 274 günün Kuruma eksik bildirildiğinin tespitine, ..." karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge adliye mahkemesince, Davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili, söz konusu davanın hizmet tespit davası olduğunu davanın mahiyeti itibariyle kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle özel bir duyarlılık ve titizlikle yürütülmesi gereken dava türü olduğundan işbu davanın her türlü kuşkudan uzak delillerle ispat edilmesi gerektiğini,fiili çalışma olgusunun net bir şekilde ispatının gerektiğini, dolayısıyla çalışma olgusunu bilebilecek tanıkların ifadesine ve çalışma olgusunu kesin olarak kanıtlayan delillere başvurulmadığından davacının davasını ispat edemediğini; ancak mahkemece şahsi kanaat oluşturularak yine işçi lehine yorum yapıldığını, dosyadaki çelişkili tanık beyanları göz ardı edildiğini ve davacı lehine olan kısımlar dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, davacının kısa vadeli çıraklık statüsündeki sigorta koluna bağlı olarak çalıştığı hem işverenlerce hem de şirketin yıllardır mali işlerini yürüten kimselerce hem de dosya arasına alınan belgelerle de bilindiğini, 01/10/1996 tarihinde henüz 16 yaşında olan davacının hizmet başlangıç tarihinin 01/10/1996 olarak belirtilmesinin de kanunlara aykırı olduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Fer’i müdahil SGK vekili, davacı tarafından davalı iş yerinde 01.10.1996-25.06.2013 tarihleri arasında kesintisiz bir şekilde ustabaşı olarak çalıştığını, Kuruma çalışmalarının eksik bildirildiğini, eksik gösterilen çalışmalarının tespitine karar verilmesi istemiyle dava açıldığını, davacının hizmet dökümü incelendiğinde, dava konusu dönemde davalı işyerinde çalışması ile ilgili dönemsel olarak birbirinden farklı işverenler tarafından işe giriş çıkış bildirimleri yapıldığının görüldüğünü, hizmet dökümü incelendiğinde davacının yıl boyu sürekli çalışmadığını, yılların belli bir döneminde çalışma yapılmadığını ve çalışılan süreler Kuruma bildirildiğini ,davacının çalışmasının aralıklı çalışmalar olduğunu, davalı işveren tarafından Kuruma bildirilen hizmetler ve prime esas kazançların davacının hizmet cetveline işlendiğini, dosya kapsamına göre davacının dava konusu dönemde fiilen ve sürekli çalıştığını ispatlayacak nitelikte dosyada delil bulunmadığını, dosyada dinlenen tanıkların da davacının dava konusu dönemde (özellikle 1996-2000 ve 2000-2006 yılları arası için) fiilen ve sürekli çalıştığı ispatlayacak nitelikte olmadığını,bordro tanıkları davacının 1996-2000 ve 2000-2006 yılları arası çalışmalarının kesintisiz olduğuna dair bir beyanda da bulunmadığını, davacı, davalı işyerinde çalışmış olsa dahi çalışmasının aralıklı çalışma mı, sürekli çalışma mı olduğu hususunun açıklığa kavuşturulmadığını belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Öte yandan 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde Yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasa'nın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltilmesi gerekir.
    Eldeki davada, davalı iş yerinde 01.10.1996-25.06.2013 tarihleri arasında kesintisiz bir şekilde ustabaşı olarak çalıştığının belirtilerek eksik gösterilen çalışmalarının tespiti talep edildiği, davacının hizmet cetveli incelendiğinde, 01/08/1997-29/12/2003 tarihleri arasında 52536 sicil sayılı ...ve ortakları ünvanlı işyerinden 505 gün bildiriminin yapıldığı, davacın 21/08/2000-21/02/2002 tarihleri arasında askerliğini yaptığı, 30/12/2003-01/04/2004, 25/08/2005-25/04/2011, 02/07/2011-04/10/2012, 25/12/2012-02/07/2013 tarihleri arasında ...sicil nolu ... ... İnş. Mal. San. ve Tic. Ltd. Şti. İşyerinden bildirimlerinin yapıldığı, 2004/5-25/12/2004 tarihleri arasında 1057288 sicil nolu ... İnş. Mal. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. İşyerinden bildirimlerinin yapıldığı, 25/04/2011-30/06/2011 tarihleri arasında 1117497 sicil numaralı ... Biliş. Yaz. ... İnş. ve Mal. Vinç ve İşi Mak. işyerinden bildirimlerinin yapıldığı, 05/10/2012-24/12/2012 tarihleri arasında 1134362 sicil numaralı ... Bilg. Yaz. ... İnş. ve Mal den. Nak. Vinç İş Ltd. Ünvanlı işyerinden bildirimlerinin yapıldığı; davacının talebinin bildirim dışı sürelerin tespitine yönelik olduğu anlaşılmakla; Mahkemece, davacın talebi açıklattırılarak davacının bildirimlerinin olduğu farklı sicilli işyerleri arasında işyeri devri olup olmadığı sorularak; varsa her bir işveren nezdinde ayrı ayrı tespit yapılarak karar vermek gerektiğinden, dava dışı diğer işverenlerin de HMK 124. maddesi gereğince davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanarak, ayrıca işyerlerinin dönem bordroları işyeri kayıtları davacının şahsi dosyası celbedilerek, davacının hangi dönemde hangi işyerlerinde çalıştığı belirlenerek, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı ve fer'i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak; İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm sair hususlar incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi