22. Hukuk Dairesi 2012/17767 E. , 2013/6284 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVACI-KARŞI
DAVALI-KARŞI
DAVA : Davacı-karşı davalı ücret alacağı ve ihbar tazminatının, davalı-karşı davacı ise fazla mesai, dini ve milli bayram alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, asıl ve karşı davayı kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı-karşı davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı işveren, işyerinde 14.08.2007-06.07.2010 tarihleri arasında hemşire olarak çalışan davacının haklı sebep olmadan istifa ederek işten ayrıldığını belirterek bakiye ücret alacağı ve ihbar tazminatının hüküm altına alınmasını, işçinin açtığı alacak davasının ise reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı işçi, çalışma dönemine ilişkin kıdem tazminatı, ulusal bayram, genel tatil, ücret, fazla çalışma ücreti alacaklarını istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Mahkemece, davacının yirmidört saat çalışıp kırksekiz saat dinlendiği dönem için onbir saatlik çalışmanın denkleştirmeye tabi tutulduğu, beş saat ara dinlenme indirilerek sekiz saat fazla mesai yaptığı sonucuna varılmıştır.
Bir kimsenin günde üç saatten fazla sürede fazla çalışma yapması hayatın olağan akışına aykırı olacağından, davacının günde üç saat şeklinde fazla çalışma yaptığı sonucuna varılarak fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken, bu hususun dikkate alınmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.