20. Hukuk Dairesi 2017/9380 E. , 2018/2405 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 04/07/2017 gün ve 2017/7037 E. - 2017/6144 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 25/07/2014 tarihli dava dilekçesi ile, davacı adına kayıtlı .....arsel sayılı taşınmazın,....7 E.K. sayılı kararıyla kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapusunun iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiğini ve hükmün kesinleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 1000,00 TL tazminatın, tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiş; 18/06/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat miktarını 47.084,00 TL’ye yükselterek, yine tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 47.084,00 TL"nin 10/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/12/2016 gün ve 2015/16207 -2016/12008 E.K. sayılı bozma kararında özetle; "...Taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Ancak, ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktuen harç yatırılmalıdır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 E. - 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
Somut olayda, ıslah harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacıya süre verilip, harç tamamlanırsa ıslah edilen değer üzerinden; aksi halde dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden karar verilmesi gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır..." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve ıslah harcı tamamlandıktan sonra, davanın kabulü ile 47.084,00 TL"nin 10/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 04/07/2017 gün 2017/7037 E. - 2017/6144 K. sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
-2-
2017/9380 - 2018/2405
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı adına tapuda kayıtlı olan taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihte davacının zararının oluştuğu ve bu tarih itibari ile arsa niteliğinde olan taşınmaza emsal metodu kullanılarak değerinin belirlenmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak tazminat istemine dayanak olan......4 parsel sayılı taşınmaz tapuda 235,42 m2 yüzölçümü ile davacı adına kayıtlı iken, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu..... Hukuk Mahkemesinin 2013/547 - 513 E.-K. sayılı ilamı (Yargıtay bozma ilamı öncesinde 2012/176 E. - 467 K.) ile taşınmazın bilirkişi raporunda (B2) ile gösterilen 201,12 m2 kısmının tapusunun iptali ile bu kısmın orman vasfı ile tesciline karar verildiği, kalan kısmı için davacı adına olan tapu kaydının iptaline ilişkin bir hüküm bulunmadığı, buna rağmen mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın tamamının tapusu iptal edilmiş gibi taşınmazın tamamı olan 235,42 m2 üzerinden hesaplama yapıldığı, neden bu şekilde bir hesaplama yapıldığının da açıklanmadığı görülmekte olup, anılan bu husus davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, Dairenin maddi yanılgıya dayalı onama kararının kaldırılarak hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüyle Dairenin 04/07/2017 gün 2017/7037 E - 2017/6144 K. sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 28/03/2017 gün 2017/62 E. - 2017/149 K. sayılı kararının BOZULMASINA 29/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.