22. Hukuk Dairesi 2012/13442 E. , 2013/6378 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.03..2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait iş yerinde 09.05.1996-23.03.2010 tarihleri arasında çalıştığını, 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bendi gereğince emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmiş olması sebebi iş sözleşmesini feshettiğini, iş yerinde fazla çalışma yaptığını, hafta tatillerinde çalışmanın devam ettiğini, bu çalışmalarının karşılığı olan ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, müvekkiline ait iş yerinde fazla çalışma yapılmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, delil olarak ibraz edilen istifa dilekçesinin davacının iradesi fesada uğratılarak işverence imzalatıldığı, davacının emeklilik sebebi ile iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatına hak kazandığı ve fazla çalışma iddiasının tanık beyanları ile ispatlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davalı işveren tarafından ibraz edilen, Kasım 2008-Nisan 2010 tarihleri arasındaki çalışma döneme ilişkin olan imzalanan ücret bordrolarının bir bölümünde fazla çalışma ücretlerinin tahakkuk ettirildiği görülmektedir. Davacının bu bordroları itirazi kayıtsız imzaladığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma ücret alacağı ödendiği anlaşılan bu dönemler dışlanmaksızın hesaplama yapılmış olması hatalıdır.
Ayrıca, davacının iş yerinde haftada üç gün 08.30-17.00 saatleri arasında, haftada üç gün ise 08.30-20.00 saatleri arasında günde bir saat ara dinlenme ile çalıştığı kabul edilmiştir. Mahkemece kabul edilen bu çalışma saatleri dikkate alındığına, davacının haftalık kırkbeş saati aşan çalışma süresinin yedibuçuk saat olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından fazla çalışma süresinin haftada onbuçuk saat olarak esas alınması da isabetsizdir. üzerinden hesaplama yapılması gerekirken onbuçuk saat üzerinden hesaplama yapılmış olması da isabetsizdir.
Davalı işveren işe giriş çıkış saatlerinin elektronik kart okuyucu sistem ile belirlendiği ve davacının fazla çalışma ücretlerinin banka hesabına aktarılarak ödendiğini ileri sürmektedir. Mahkemece, davacının tüm çalışma dönemine ilişkin düzenlenen işe giriş çıkış saatini gösteren kayıtlar, banka hesap dökümü ve ücret bordroları dosya içerisine celp edilerek incelenmeli ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik incelmeye dayalı olarak ve hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.