20. Hukuk Dairesi 2016/6333 E. , 2018/2420 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ..., birleştirilen dosya davacıları vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 16/12/2014 havale tarihli dilekçesi ile; tapuda hissedarı bulunduğu ..... parsel sayılı taşınmazın..... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda tapusunun iptal edildiğini, tapunun iptal edilmesi nedeniyle zarara uğradığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 6100 sayılı HMK"nın 107. maddesi uyarınca uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilecek olan taşınmaz bedelinin tazminat olarak yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, harca esas değeri ise 50.000 TL olarak göstermiştir.
Birleştirilen dosya davacıları vekili ise 168 ada 15 parsel sayılı taşınmazda müvekkillerinin murisi.....1/2 hisse sahibi iken ..... Hukuk Mahkemesinin 2004/145 E. sayılı dosyası ile tapu kaydının iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilerek mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinin hisselerine karşılık gelen şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu: açılan davanın ve birleşen davanın kabulüne,
A) 50.000,00 TL"nin 30/10/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine,
B) 10.000,00 TL"nin birleştirilen dosya, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılar ... ve ..."a verilmesine, davacının ve birleştirilen dosyada davacıların fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davacı ..., birleştirilen dosya davacıları vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Davacı ve birleştirilen dosya davacıları vekilinin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına ve mahkemece keşif yapılarak, alınan bilirkişi raporları ile hesaplanan değer yönünden davacıların ıslah talebinde bulunulmadıklarının anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 168 ada 5 sayılı parselin 1994 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava dışı gerçek kişi adına tarla niteliğiyle tespit edildiği, taşınmazın 1/2 hissesini davacı ..."ın 27/04/2000 tarihinde, bileştirilen dosya davacılarının murisi Ramazan Karataş"ın ise 12/10/1994 tarihinde satın alma yoluyla edindiği, taşınmazın tapu kaydının Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu 30/10/2006 kesinleşme tarihli .....Hukuk
......
Mahkemesinin 2004/145 E. - 2006/575 K. sayılı kararı ile orman olduğu gerekçesiyle iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, eldeki asıl davanın ise 16/12/2014 tarihinde, birleşen davanın ise 27/08/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişiler adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır.
Tapusu iptal edilen taşınmazın arazi niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, hükme dayanak yapılan raporda taşınmazın sulanıp sulanmadığı konusunda açık bir gerekçe belirtilmeden kapitalizasyon faiz oranı % 4 olarak kabul edilerek sulu tarım arazisi olarak değer biçildiği anlaşılmıştır. Bir taşınmazın sulu tarım arazisi olarak kabulü için nereden ve ne şekilde sulandığının belirlenmesi gerekir. Bu nedenle; mahallinde uzman bilirkişilerle yeniden keşif yapılarak taşınmazın kuru mu sulu mu olduğu, nereden ve ne şekilde sulandığı, sulama kaynağının yeterli olup olmadığı (hakim gözlemi keşif tutanağına yazılmak suretiyle) hususları kesin olarak belirlendikten sonra münavebe ürünlerinin dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemi toptan kg. satış fiyatları Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğünden getirtilerek raporların denetlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de: davacı ..., dava dilekçesinde taşınmaz bedelinin yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden tahsilini talep ettiği halde, mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bendte açıklanan nedenlerle, davacı ve birleştirilen dosya davacıları vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 29/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.