22. Hukuk Dairesi 2012/14875 E. , 2013/6463 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatili ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın davalı işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ise ödenmediğini beyanla, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı işçinin hak ettiği alacaklarının ödendiğini, işvereni ibra ettiğini, iş yerinde hafta sonu, genel tatil günlerinde çalışma olmadığı gibi, fazla çalışma da yapılmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının yıllık izin ücretine hak kazandığı, sair alacakların varlığı bakımından davacı tanıklarının işverene karşı açtıkları davaları bulunduğundan beyanlarına itibar edilemeyeceği, davacı tarafça şahit beyanları haricinde iddiasını kanıtlayacak güçte başkaca delil sunulmadığı gerekçesiyle, yıllık izin ücreti alacağı bakımından davanın kabulüne, sair alacaklar bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığı, hafta tatilinde, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışma yapıldığının, hafta tatilinde, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de, anılan çalışmaların olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, mahkemece, davacı işçinin, fazla çalışma yaptığı, hafta tatilinde, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat edemediği, davacı şahitlerinin beyanlarına ise, işverene karşı açtığı davaları bulunması sebebiyle itibar edilemeyeceği gerekçesine dayanılarak, anılan alacaklar hakkında dava reddedilmiş ise de, salt işverene karşı dava açmış olmaları sebebiyle davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesi hatalıdır. Öncelikle, davacı tarafça Erzurum Su ve Kanalizasyon idaresine bağlı, içme suyu arıtma ve depolama tesisinin inşaatında ve bir dönem işletilmesinde çalışıldığı iddia edilmekle, yapılan işin dönem bazında niteliği ve yoğunluğu bakımından, anılan tesisin inşaat ve işletme dönemleri tarihlerinin ilgili idareden sorulması gereklidir. Diğer taraftan, davacı şahitlerinin beyanları arasında, günlük çalışma saatleri hakkında çelişkinin bulunduğu; davalı şahitlerinin beyanları arasında da, haftanın çalışılan günleri ve dini bayramlar dışındaki ulusal bayramlarda çalışma olup olmadığı hususlarında çelişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Anılan çelişkilerin giderilmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 261/1. maddesi uyarınca tanıkların yüzleştirilmesi gereklidir. Neticeten tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilerek, inşaat ve işletme dönemlerinde ayrı ayrı olmak üzere, davacının fiilen yaptığı işin niteliği ve işin yoğunluğu da nazara alınarak, haftanın çalışılan günleri, saatleri, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılıp yapılmadığı hususları hakkında bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.