22. Hukuk Dairesi 2012/18114 E. , 2013/6526 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 01.09.1997-15.10.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde askerlik süresi dışında çalıştığını, önce kuyumcu kalıpçısı çırağı olarak, sonra kalfa ve usta olarak hizmet verdiğini, hafta içi saat 08.30-19 saatleri arasında, cumartesi günleri 08-15 saatleri arasında çalıştığını, haftalık çalışmanın çok üzerinde çalıştığını ancak fazla mesai ücreti ödenmediğini, milli bayramlarda da sürekli çalışmasına karşın ücretinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını belirterek müvekkilinin kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı işyeri ortağı Ramazan Aydemir"in arkadaşının oğlu olduğunu, davalı işyerinde iddia edilen tarihte çalışmaya başlamadığını, yalnızca yaz aylarında kısa süreli olarak çalıştığını, devamlı bir çalışması bulunmadığını ve işyerine sürekli geç geldiğini, çeşitli mazeretler bildirdiğini, bir çok kez uyarılmasına karşın tavırlarının devam ettiğini, askere gidip geldikten sonra başka bir işyerinde sekiz ay kadar çalıştıktan sonra yeniden ısrar üzerine davalı işyerinde çalışmaya başladığını, davacının haklarının tamamının ödendiğini, izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, iş sözleşmesinin davacı tarafından işçilik haklarının ödenmemesi sebebiyle haklı sebebe dayanılarak feshedildiği değerlendirilerek, delil durumu ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre hata tatili ücreti isteği reddedilmiş, diğer talepler ise hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının çırak olarak çalıştığı süre hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca, İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili 4857 sayılı Kanun"un 77-89 hükümleri hariç, çıraklar hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz.
3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu"nun 3/C maddesine göre çırak, “Çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi ve beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştiren kişi” olarak tanımlanmıştır. Adı geçen Kanun"un 9. maddesi uyarınca, ilköğretim okulunu bitirmiş ve 14-19 yaş arasında olanlar, bir mesleğe hazırlık amacı ile çıraklık dönemine kadar işyerlerinde aday çırak olarak eğitilebilirler. Ancak, 10. maddeye göre ondokuz yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş bulunanlar, yaşlarına ve eğitim seviyelerine uygun olarak düzenlenecek meslekî eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabilir. Aday çırak veya çıraklar, mesleğin özelliklerine göre haftada sekiz saatten az olmamak üzere genel ve meslekî eğitim görürler. Bu eğitime katılmaları için aday çırak ve çırak öğrencilere ücretli izin verilir. Mevsime göre özellik arz eden mesleklerde teorik ve pratik eğitim belirli aylarda bloklaştırılmış olarak yapılabilir. Kanun"un 18. maddesine göre, yirmi ve daha fazla personel çalıştıran işletmeler, çalıştırdıkları personel sayısının yüzde beşinden az, yüzde onundan fazla olmamak üzere meslekî ve teknik eğitim okul ve kurumu öğrencilerine beceri eğitimi yaptırır. Vardiya usulü veya mevsimlik olarak faaliyet gösteren işletmelerde eğitim görecek öğrenci sayısının tespitinde, gündüz vardiyasında veya faaliyet gösterdiği mevsimde çalışan personel sayısı esas alınır. 20. maddeye göre işletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin teorik eğitimi, meslekî ve teknik eğitim okul ve kurumlarında veya işletmelerin eğitim birimlerinde yapılır. Çalışma saatleri içinde yapılacak teorik eğitim haftada oniki saatten az olamaz. Bu eğitim yoğunlaştırılmak suretiyle de yapılabilir. Teorik eğitim günlerinde öğrenciler ücretli izinli sayılırlar.
Onsekiz yaşını bitirmemiş çıraklar 1475 sayılı Kanun kapsamı dışında sayılmışken, 4857 sayılı Kanun"da böyle bir sınırlama getirilmemiştir. Dolayısıyla 4857 sayılı Kanun döneminde kişi on sekiz yaşını bitirse dahi, mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını almaya devam ediyor ve gelişmesini sürdürüyor ise çıraklık konumu değişmeyecektir. Çırak ile işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil, görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir. İşveren ile çırak arasında iş ilişkisi var ise de yapılan işin gereği çırak İş Kanunu hükümlerinden yararlanamamaktadır.
Somut olayda, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davacının işyerinde 28.03.2006-31.10.2006 arası çalışması görünmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının beyanlarına göre, iddia gibi 01.09.1997-15.10.2009 arası çalıştığı kabul edilerek dava konusu alacaklar hesaplanmıştır. İşçi 05.08.1986 doğumlu olup, hizmet başlangıcı kabul edilen 01.09.1997 tarihinde onbir yaşındadır. Tanık anlatımlarına göre işe çırak olarak başladığı anlaşılmaktadır. Ancak tüm süre hesaplamalarda dikkate alınmıştır, oysa çırak olarak çalıştığı sürenin yukarıda açıklandığı şekilde belirlenerek değerlendirme dışında bırakılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozma sebebidir.
3-Dosya içeriğine göre, davacının çalışması sırasında askerlik hizmetini yerine getirmek için işyerinden ayrıldığı, daha sonra tekrar işe başlayarak fesih tarihine kadar çalışmasını sürdürdüğü anlaşılmaktadır.
4857 sayılı Kanu"nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, işçinin muvazzaf askerlik hizmeti sebebiyle iş sözleşmesini feshi halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğacağı hükme bağlanmıştır.
Mahkemece, davacının askerlik sebebiyle işyerinden ayrı kaldığı dönem net olarak belirlenmeli, her iki taraftan sorularak ayrıldığı sırada işverenden kıdem tazminatı alıp almadığı tespit edilmelidir. Eğer davacı askerlik sebebiyle ayrıldığında kıdem tazminatı almış ise artık iki dönem hizmet süresinin birleştirilmesi düşünülemez. Ancak tazminat almamış ise iki dönem eklenerek kıdemin belirlenmesi doğru olacaktır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.