22. Hukuk Dairesi 2012/18127 E. , 2013/6529 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde 12.01.2005-11.12.2008 tarihleri arasında inşaat mühendisi ve şantiye şefi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, en son net 2.750,00 TL ücret aldığını, haftanın yedi günü 08:00-18:30 arası hiç izin kullanmadan çalıştığını, sadece onbeş günde bir gün izin verildiğini, oniki günlük yıllık izninin de kullandırılmadığını belirterek müvekkilinin ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin işçinin mazeretsiz devamsızlığı sebebiyle haklı olarak feshedildiğini, son ücretin 1.343,00 TL olduğunu, çalışması sırasında tüm fazla mesai alacaklarını aldığını, yıllık izin ücretini de tahsil ettiğini, ödenmemiş işçilik alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandırmayacak şekilde sona erdiğinin ispatlanamadığı değerlendirilerek, delil durumu ve bilirkişi raporuna göre istekler hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1)Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Sözkonusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Bu alacakların yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerinin anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacının çalıştığı döneme ilişkin olarak çalışma gün ve saatlerini gösterir puantaj, vb. kayıt davalı işverence sunulmamıştır. Bu durumda fazla mesai ücreti talebinin şahit anlatımlarına göre belirlenmesi gerektiğinden, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, imzalı bordrolarda tahakkuk bulunmayan aylar için şahit beyanlarına göre fazla mesai ücreti alacağı tüm çalışma dönemi için hesaplanmıştır. Bilirkişi raporuna davalı vekili tarafından yapılan, mevsim itibariyle çalışma süresinde sınırlama olduğuna ilişkin itiraz ek bilirkişi raporunda dikkate değer bulunmamıştır. Davalı delilleri arasında sunulan Adalar Belediyesinin yazısına göre, Adalar’da turizm bölgesi olması sebebiyle haziran-eylül aylarında inşaat işlerinin yasak olduğu ifade edilmiş,...ve Şebeke Terfi Merkez İnşaat işinin ekim ayından itibaren yapılmasının uygun olduğuna dair 2003 ve 2004 tarihli encümen kararları eklenmiştir. Davacı tanığının beyanına göre, davacı bir müddet Adalar’da çalışmış, oradan sonraki şantiyeye gelmiştir. Mahkemece, davacının Adalar şantiyesinde çalışma süresi taraflara ve gerek duyulursa yeniden dinlenen taraf şahitlerine sorularak belirlenmeli, ilgili belediyeye yazılarak uyuşmazlık konusu dönemde Adalar’da çalışma sezonunun hangi tarihler arasında bulunduğu netleştirilerek, fazla mesai ücreti alacağı hesaplatılmalıdır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3) Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Yargılama sırasında, davalı işveren tarafından yıllık izin ücretlerinin işçiye usulüne uygun şekilde kullandırıldığına dair belirtilen belgeler sunulmadığı değerlendirilerek, çalışma süresine göre yıllık izin ücreti alacağı hesaplanarak hüküm altına alınmıştır.
Dosya içeriğinde, 14.5.2008 tarihli, 10 gün izin kullanımı isteğini içer izin talep formu bulunmaktadır. Davacı ve işveren yetkilisi tarafından imzalanmıştır. Yıllık izin defterinde bu sürenin karşılığında işçinin imzası bulunmamaktadır, işveren işçinin bu izni kullandığını, ancak yıllık izin defterini imzalamaktan imtina ettiğini savunmuştur. Mahkemece bu dilekçesi davacı işçiye gösterilerek belirtilen izni kullanıp kullanmadığı yönünde isticvap edilmeli, buna göre dava konusu alacağın bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması da bozma sebebidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.