MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, davalının da içinde bulunduğu 124 kooperatif ortağı adına kooperatifin de kefaleti ile her bir ortak için 2.625,00 TL olmak üzere ... Bankasından konut kredisi kullanıldığını, davalının kullandığı kredinin 20 taksitini ödedikten sonra bakiye borcunu ödemediğini, alacaklı banka tarafından müşterek kefil sıfatı ile müvekkili kooperatif aleyhine yapılan icra takibi neticesinde ödenmeyen kredi borcunun 06.09.2007 tarihinde ödendiğini, bu nedenle 2.078,87 TL asıl alacak ve 9.494,83 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 11.573,70 TL"nin tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı şirket davalı arasında üyelik sözleşmesinin bulunduğu, davalının üyelikten kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiği, ancak ... Bankası"ndan kullanılmış olan kredinin taksitlerini zamanında ödemediği, davacı kooperatifin bu borcu kefil sıfatı ile ödediği ve davalıdan icra yolu ile ödediği bedeli talep ettiği, davalının davacı kooperatife toplam borcunun bilirkişi tarafından hesaplandığı üzere 2.078,87 TL ana para ve 6.344,82 TL işlemiş faiz olduğu, davalının borcu ödediği yönünde bir belge sunmadığı gerekçesiyle itirazın kısmen iptaline ile takibin 2.078,87 TL ana para ve 6.344,82 TL işlemiş faiz yönünden kaldığı yerden devamına karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Dava, bankadan alınan krediden davalının payına düşen tutarın ve işlemiş faizin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Kooperatif ile ortağı arasındaki davalar 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesinin 1. fıkrasının “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır” hükmü gereğince Ticaret Mahkemesinde görülür. Bu davalar, 6100 Sayılı HMK’nın yürürlük tarihinden önce yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK"nın ve 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre "... ticari dava" niteliğinde olmayıp, alacağın miktarına göre Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Sulh Hukuk Mahkemesinde de görülür.
6100 Sayılı Kanun"un yürürlüğe girmesiyle birlikte geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz” şeklinde düzenleme getirilmiştir. O halde, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.04.2013 tarihli, 2008/1598 Esas, 2013/571 Karar sayılı görevsizlik kararı doğru olmayıp, bu davanın dava konusu alacağın miktarına göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken Tüketici Mahkemesi tarafından yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.