22. Hukuk Dairesi 2012/17011 E. , 2013/6806 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 26.02.2007 tarihli belediye başkanı tarafından imzalı yazı ile park temizlik işçisi ve bekçi olarak olarak görevlendirilidğini, 600,00 TL ücret üzerinden çalıştığını, 2009 yılı seçimleri sonrası başkanın değişmesi üzerine iş sözleşmesinin sona erdiğini, on ay ücretinin ödendiğini, kalan onbeş ay ücretinin ise ödenmediğini ileri sürerek, ücret alacağını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının belediye başkanlığı ile arasında düzenlenmiş iş sözleşmesi ve iş sözleşmesi gereği maaş bordrosu, ve benzeri kayıt bulunmadığını davacının işçi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, görevlendirme yazısı gereği davacının davalı işyerinde çalıştığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında işçi ücretinin ödenmesi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Kanun maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
4857 sayılı Kanun"un 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
4857 sayılı Kanun"un 8. maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37. maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
Somut olayda; 02.03.2007 tarihli belgede; davacının Yunus Emre Mahallesindeki doğal parkta 26.02.2007 tarihinden itibaren sorumlu ve görevli bekçi olarak görevlendirildiği belgenin belediye başkanı Arsal Sarı tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Yunus Emre Mahalle muhtarı kaşeli ve imzalı belgede; davacının yunus emre parkında temizlik işleri ağaç bakımı parkın doğal görünümünün korunması amacı ile 26.02.2007 tarihinden 29.03.2009 tarihine kadar günde sekiz saat tatil günleri de dahil çalıştığı yazılmıştır..Belediye başkanlığı 19.02.2010 tarihli yazı cevabında görevlendirme yazısının bulunduğu ancak ücret bordrosu, sözleşme, ödeme benzeri belge bulunmadığı; 12.01.2011 tarihli yazıda ise park temizlik bahçe düzenlemesi ile ilgili kadrolu belediye personeli bulunmadığı belirtilmiştir. Davacı tanıkları davacının bekçilik yaptığını, ağaçlara baktığını, suladığını, temizlik yaptığını beyan etmiştir.
Dosya içeriğine göre davacı on ay ücretini aldığını, onbeş ay ücretinin ise ödenmediğini belirterek ücret alacağını talep etmiştir. Emsal ücret alacağı araştırılmış, diğer belediyelerde çalışan işçilerin yıllara göre aldığı ücret miktarları belirtilmiştir. Bilirkişi tarafından davacının 600,00 TL üzerinden ödenmeyen alacak miktarı hesaplanmış mahkemece kabul edilmiştir. Davacı ve görevlendirme yapan belediye başkanı isticvap edilerek görevlendirme yapılıp yapılmadığı hususu, davacının yıllara göre aldığı ücret miktarı, on ay ödendiği belirtilen ücretin hangi şekilde nasıl ödendiği sorulmalı, davalı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak oluşacak sonuca göre deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.