1. Hukuk Dairesi 2019/4526 E. , 2021/3304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar ..., ... ve ... mirasçıları vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.06.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden bir kısım davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat v.d. gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ..."ün 21 parça taşınmazını 1977 yılındaki kadastro tespitleri sırasında davalı oğulları ...,... ile ..."nin karısı ... üzerine tespit ettirdiğini, işlemlerin mirastan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil, aksi takdirde tenkis istemişlerdir.
Davalı-birleştirilen davada davacı ...de, aynı nedene dayanarak mirasbırakan ..."ün davalılara devrettiği 356 parsel sayılı taşınmaz bakımından tapu iptali-tescile, aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemiş, asıl davanın reddini savunmuştur.
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtip her iki davanın da reddini savunmuşlardır.
Asıl davada tenkis talebinin kabulüne, birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "...davacılar vekilinin 10.06.1999 tarihli dilekçesi içeriğinde de kabul edildiği üzere 304 parsel sayılı taşınmazın temlikinde saklı payı zedeleme kastının bulunmadığı; 261 parsel sayılı taşınmazın ise muris adına kayıtlı olduğu ve öldüğünde izale-i şuyu suretiyle satıldığı anlaşıldığı ./..
halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu iki taşınmazın murisin tasarrufa konu terekesi içerisinde tenkis hesabına katılması isabetsiz olup; anılan husus gözetilerek bilirkişiden yeniden rapor alınmadan sonuca gidilmesi isabetli olmamıştır." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, çekişme konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında mirasbırakan adına tescil edilmesi gerekirken davalılar adına tescil edildiği, mirasbırakan tarafından davalılara yapılmış bir temlikin olmadığı, bu durumda muvazaaya konu olabilecek bir hukuki işlemin bulunmadığı ancak anılan işlemin davacıların saklı payını ihlal ettiği gerekçesiyle asıl davada davalılar ..., ... ve ...bakımından iptal tescil isteğinin reddine, tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiş, diğer davalılar bakımından, adlarına tenkisi gerektirir bir işlemin bulunmadığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, birleştirilen dava ise, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, saklı payın ihlal edilmediği gerekçesiyle reddedilmiş; asıl davada tenkis isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ..., ... ve yargılama sırasında ölen davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak, asıl davada tenkis isteğinin kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Ne var ki; Dairenin 02.01.2017 tarihli bozma ilamından önce Mahkemenin 1998/221 Esas, 2014/237 Karar sayılı, 27.03.2014 tarihli kararı ile, davalı ... aleyhine toplam 22.911,10 TL, davalı ... aleyhine toplam 16.175,26 TL, davalı ... aleyhine toplam 37.666,68 TL tenkis alacağına hükmedildiği, bu bedellerin davacı tarafça temyize getirilmediği nazara alındığında, davalılar lehine usulü kazanılmış hak doğduğu açık olup, temyize konu kararda bu husus gözardı edilerek davalılar ..., ... ve hakkında yeni bir hüküm kurulduğu için temyiz hakkı bulunan davalı ... aleyhine ilk kararda hüküm altına alınan tenkis alacağından daha fazla tenkis alacağına hükmedilmiş olması doğru değildir.
Davalılar ..., ... ve ... mirasçıları vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.