Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7599
Karar No: 2022/1703
Karar Tarihi: 10.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/7599 Esas 2022/1703 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/7599 E.  ,  2022/1703 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    No : 2019/411-2020/286


    Dava, 01.09.2000 - 10.03.2015 tarihleri arası hizmet süresinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen kararın temyizen incelenmesi taraf avukatları tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Mahkemece uyulan bozma ilamında “ Somut olayda mahkemece 2000-2015 arası kabul kararı verilen süre içiersinde yukarıda açıklanan makul süreyi aşan 13.07.2011 - 27.07.2013 ve 03.09.2013 - 26.02.2015 tarihleri arasındaki sürelerde 4/1-a kapsamında sigortalılığının geçerli olması gerektiği ve bu anılan süreler bakımından 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım bağkur sigortalılığının olamayacağı ve hükümde kabul edilen sürelerin hangi koldan sigortalı olduğunun belirtilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı bulunmuştur. Mahkemece yukarıda açıklamalar ışığında, davacının yapılandırmaya esas kurumca kabul edilen süreler sorulup, hangi sürelere ilişkin prim ödemelerinin yapıldığı belirlenmeli, 2000-2015 arasında açık süre kalırsa bu sürelerde de sigortalılık şartları araştırılması gerektiği...” belirtilmiştir.
    Dosya kapsamı incelendiğinde, 01.03.1990 tarihinden itibaren ziraat odası kaydı bulunan davacının, tevkifata dayalı olarak 01.10.2000 tarihinde tarım bağkur tescilinin yapıldığı, 6111 sayılı Yasa kapsamında ihya başvurusuyla tahakkuk ettirilen prim borcunu 29.07.2011 tarihinde ödediği ve devamında primleri ödediği, tahsis talebi üzerine yapılan araştırmada, oda kaydının usulsüz olduğunun tespit edilmesi üzerine, davacının sadece tevkifata dayalı olarak tarım bağkurlu kabul edildiği; söz konusu işlemin iptali, ihya borçlanmasının kabulü ve tahsis için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davanın yasal dayanağı olan 2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, 3. maddenin (b) bendinde, bu Kanunda geçen “tarımsal faaliyette bulunanlar”ın, kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya özgü yerlerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan yararlanmak suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından korunmasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanları ifade ettiği açıklanmıştır. Ayrıca 5. maddede, yasal süresinde kayıt ve tescillerini yaptırmayanların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi izleyen aybaşından itibaren başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddede, bu Kanuna göre sigortalı sayılanların sigortalılıklarının tarımsal faaliyetlerine son verdiklerinde sona ereceği, 7. maddede, kişilerin bu Kanuna göre sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç 3 ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorunda oldukları, 9. maddede, bu zorunluluğa uymayanların tescil işlemlerinin Kurumca kendiliğinden yapılacağı hüküm altına alınmıştır.Diğer taraftan davanın diğer yasal dayanağı niteliğindeki 5510 sayılı Kanunun 3. maddesinde tarımsal faaliyet, 2926 sayılı Kanunun 3/b maddesinde öngörüldüğü şekilde tanımlandıktan sonra 4. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, 7. maddede sigorta hak ve yükümlülüklerinin, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, 1 yıl içinde bildirilmesi durumunda kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı öngörülmüştür.02.08.2003 günü yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 56. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 2926 sayılı Kanunun 36. maddesi ve 4956 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişikliğe uğrayan 1479 sayılı Kanunun 53. maddesi hükümlerinde kanun koyucu, Kurumun prim alacaklarının Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilebilmesine imkan tanımıştır. Buna göre, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla ilgili sigorta primlerinin, ilgiliye ödenmesi gereken ürün bedellerinden kesilerek o kişi adına Kurum hesabına yatırılmak suretiyle tahsil edilmesi durumunda, kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi belirtilen şekildeki prim ödeme olgusunun, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan kişinin kayıt ve tescil konusundaki iradesini ortaya koyduğunun kanıtı olarak kabulü gerekmektedir. Tarımsal faaliyet olgusunun kanıtlanmış olması, tescilli sigortalılar yönünden tescil tarihinden, tescili bulunmayanlar yönünden ise ilk prim ödemesinin veya tevkifatın gerçekleştirildiği tarihten sonraki sürelere ilişkin olumlu sonuç doğurmaktadır. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan Kanunlarda 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesinde açıklanan hizmet tespiti davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemesi ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının öngörülmesi karşısında, tescil veya iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı öncesine ait dönem yönünden tarımsal faaliyet ve buna dayalı Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti söz konusu olamayacaktır. Ayrıca belirtilmelidir ki, tarımsal faaliyete kabul edilebilir süreyi aşar uzunlukta ara verilmesi durumunda Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi, tescil başvurusu, iradi prim ödeme, prim tevkifatı olgularından herhangi birinin gerçekleşmesine bağlıdır.
    Davacının teslim ettiği ürünler nedeniyle kesilip kuruma intikal eden tevkifatları nedeniyle kurumun sigortalılığı yeniden ihya etmesi neticesinde düzenlenen 6.12.2019 tarihli föyde (1.9.2000-31.12.2005)(1.10.2008-31.12.2008) (28.7.2013-2.9.2013) ve (27.2.2015-10.3.2015) tarihleri arası sürenin kabul edildiği, yine aynı şekilde Kurumun 18.6.2021 tarihli yazısı ile 1.1.2006-30.9.2008 ve 1.1.2009-12.7.2011 tarihlerinin sigortalı olarak kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, 6.12.2019 tarihli föy ve yine kurumun 18.6.2021 tarihli cevabı yazısı birlikte değerlendirilip, kurumun kabul edilen süreler yönünden konusuz kaldığı gözetilmeli, ne varki 31.12.2005-1.10.2008 tarihleri arası dönem bakımından tarımsal faaliyetin devam edip etmediği yönünde kooparatif kaydı ayrıca döneme ilişkin varsa ürün teslimatı ve tevkifatlar celp ve ibraz edilerek, diğer taraftan tapu sicil nezdinde bulunan tapu kayıtları iktisap sebeplerini içerecek şekilde celp edilerek, destek ve kredi durumları da araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda belirtilen eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, davanın esasına girerek, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının davacıya iadesine, 10.02.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi