22. Hukuk Dairesi 2012/19531 E. , 2013/6890 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 18.08.2002 tarihinde davalı apartmanda kapıcı olarak çalışmaya başladığını, 2006 yılı Mart ayında emekli olarak geçmişe dönük ikramiyesini aldığını ve işi bırakmadan çalışmaya devam ettiğini, 07.01.2011 tarihinde haksız olarak işten çıkartıldığını, en son net 646,00 TL ücret aldığını, davalı apartmanda 07:00-20:00 saatleri arasında çalıştığını, hafta sonu tatili kullanmadığını, yıllık izinlerini kullanmadığını belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, hafta tatili alacağı ve yıllık izin alacağının davalıdan tahsili talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 08.01.2011 tarihinde apartman sakinleri ile vedalaşarak işten ayrıldığını, davacının üst üste üç gün görevlerini yerine getirmemesi sebebiyle tutanak tutulduğunu, en son ücretinin 646,00 TL olduğunu, davacının Pazar günleri 08:00-09:00 saatleri arasında sabah servisi yaptığını ve her ay 50,00 TL fazladan ödendiğini, davacının resmi ve dini bayramlarda çalışmadığını, kendisine bayram harçlığı adı altında ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tanık beyanları ve dosyadaki belgelere göre davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından sebep belirtilmeksizin haklı fesih durumu olmaksızın feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
1-Davacı iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini belirtmiş ve dava konusu taleplerde bulunmuştur. Dosyada toplanan deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde iş sözleşmesinin davacı tarafından sona erdirildiği anlaşılmakta olup, davacı dava dilekçesinde haklı bir sebep iddiasında da bulunmamıştır. Hal böyle olunca davacının ihbar ve kıdem tazminatı talep hakkı doğmadığı halde dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile davacının ihbar ve kıdem tazminatı talebinin kabulü hatalıdır.
2-Davacı davalı apartmanda hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını beyan etmiştir. Davalı taraf ise davacının sözkonusunu günlerde çalışmasının olmadığını belirtmiştir. Davacı tanıkları davacının hafta tatili,ulusal bayram ve genel tatil tatillerde çalıştığını beyan etmiş, davalı tanıkları ise davacının belirtilen günlerde çalışmasının bulunmadığını beyan etmişlerdir. Bu durum karşısında tanık beyanları arasında çelişki buluduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece tanık beyanları arasındaki çelişki giderilip, hafta tatili günlerinde çalışmasının bir günlük çalışma süresinin 2/3"den az olmasının anlaşılması halinde sadece yaptığı işin aldığı zaman fazla mesai olarak değerlendirilmeli, bu şekilde gerçek durum belirlenmeden davacının çalışması hakkında görgüye dayalı bilgileri bulunmayan tanıkların beyanlarına itibar edilerek söz konusu hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarına hükmedilmesi hatalıdır.
3-Davacının yıllık izin ücretine ilişkin isteği yazılı gerekçe ile kabul edilmiş ise de bu yönde araştırma ve inceleme yeterli değildir. Davalının delil dilekçesinde sair delillerede dayandığı görülmektedir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun hükümlerine göre davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmalı, davalının beyanına göre bir değerlendirme yapılması gerekirken yemin teklifi hatırlatılmadan izin talebinin kabulü hatalıdır.
4-Kabule görede davacının 2006 yılı Mart ayında emekli olarak kıdem tazminatını aldığını dosya kapsamı ve kendi beyanıyla sabittir. Bu durumda davacının emekli olduğu tarihe kadar geçmiş olan sürenin kıdem tazminatı yönünden tasfiye edilmiş olduğu, bu sürenin kıdem tazminatına esas hizmet süresine dahil edilmeyeceği gözetilmeden davacının tüm hizmet süresine göre kıdem tazminatının hesaplanması ve ödenen miktarın mahsubu doğru değildir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 01.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.