22. Hukuk Dairesi 2017/23437 E. , 2019/16236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işverenin iş akdini feshetmek istediğini, işveren ekonomik ve sosyal üstünlüğünü kullanarak, yasalara aykırı bir şekilde kendisine kıdem tazminatını, diğer işçilik alacaklarını ödeyeceğini ve işsizlik maaşını alacağını söylediğini, bu alacaklarını alabilmesi için önce işçiye görevinde esaslı bir değişiklik yapacağını, davacının görevindeki esaslı değişikliği kabul etmediğini beyan edeceğini söylediğini, bu şartlar gerçekleştiğinde davacının kıdem ve ihbar tazminatının hemen ödeneceğini işsizlik maaşından yararlandırılmak suretiyle işten çıkışının yapılacağını söylediğini, davalı işverenin 15/10/2014 tarihinde görevinde esaslı değişiklik yapıldığını 4857 sayılı İş Kanunu"nun 22. maddesi uyarınca bildirdiğini, değişikliği kabul etmediğini önce el yazısı ile bildirdiğini, ... 2. Noterliğinin 15/10/2014 tarih ve 07945 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile görev değişikliğini kabul etmediğini bildirdiğini, kıdem ve diğer işçilik alacaklarını almak için işyerine gittiğini ancak işverenin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeksizin 4857 sayılı İş Yasası"nın 25/II maddesine göre feshedildiğini söylediğini, davalı işverinin hayal ürünü olayları ileri sürerek 4857 sayılı İş Kanununun 25/II maddesi gereğince 17/10/2014 tarihinde tazminatsız olarak feshedildiğinin sözlü olarak bildirdiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, haklı nedenlerle davacının iş akdini feshettiğini, İş Kanunu"nun 25. maddesi gereği iş akdi fesholunan davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklısı olamayacağını, personel memuru olarak çalışan davacının işyeri bordrolarını da düzenlemekle görevli olduğunu, kendisine ait bordroyu mali işler bölümüne farklı, idari işler bölümüne farklı miktarlar içerir şekilde sunduğunu, bu durumun ortaya çıkması üzerine kendisinin savunmasının alındığını, savunmasının geçerli dayanağının olmadığı görülerek davacının iş akdinin İş Kanunu"nun 25. maddesi uyarınca haklı nedenlerle sonlandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde, “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Somut olayda; davacı taraf davalı işverenin iş sözleşmesini feshetmek istediğini, kıdem tazminatını, diğer işçilik alacaklarını ödeyeceğini ve işsizlik maaşını alacağını söylediğini, bu alacaklarını alabilmesi için önce işçiye görevinde esaslı bir değişiklik yapacağını, görevindeki esaslı değişikliği kabul etmediğini beyan edeceğini söylediğini, bu şartlar gerçekleştiğinde davacının kıdem ve ihbar tazminatının hemen ödeneceğini, işsizlik maaşından yararlandırılmak suretiyle işten çıkışının yapılacağını söylediğini, görev değişikliğini kabul etmediğini bildirdiğini, kıdem ve diğer işçilik alacaklarını almak için işyerine gittiğini ancak işverinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeksizin 4857 sayılı İş Yasası"nın 25/II maddesine göre iş sözleşmesinin feshedildiğini sözlü olarak bildirdiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise personel memuru olarak çalışan davacının işyeri bordrolarını da düzenlemekle görevli olduğunu, kendisine ait bordroyu mali işler bölümüne farklı, idari işler bölümüne farklı miktarlar içerir şekilde sunduğunu, bu durumun ortaya çıkması üzerine kendisinin savunmasının alındığını, savunmasının geçerli dayanağının olmadığı görülerek davacının iş akdinin İş Kanunu"nun 25. maddesi uyarınca haklı nedenlerle iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur. İddia ve savunmaya göre davacının iş sözleşmesinin davalı yanca feshedildiği konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Bu noktada, davalı feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı önem arz etmektedir. Mahkemece verilen kararın gerekçesinde, 20/10/2014 tarihli fesih bildiriminin incelenmesinde davacı tarafından 01/10/2014 tarihinde tanzim edilen çarşaf bordrolar arasında farklılıklar bulunduğu, idari işler bölümünce verilen çarşaf bordroda davacının brüt maaşının 3.391,00 TL olduğu, mali işler bölümüne verilen çarşaf bordro listesi ile bankaya verilen çizelgede ise maaşının brüt 4.973,00 TL olduğu ve arada 1.582,00 TL"lik farkın bulunduğu, davacının bu konuda 13/10/2014 tarihinde yazılı savunmasının alındığı ve davacının ise yazılı savunmasında söz konusu primin izin parasını hesaplayarak maaşına ilave etmek suretiyle yazdığının ve bir anlamda bu hususu itiraz etmeyerek kabul ettiğinin anlaşıldığı belirtilerek davacının fazla gösterilen 1.582,00 TL"lik bu kısmı mevzuata aykırı olarak haklı ve makul bir gerekçe olmaksızın ve yine işyeri yetkililerinin bilgisi haricinde düzenlemiş olduğu, bu hususunda 4857 sayılı Yasanın 25/II-e kapsamında işveren lehine haklı nedenle fesih hakkı tanıdığı, dosyada dinlenen davalı tanıklarının beyanlarının da bu hususu doğruladığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine dair hüküm kurulduğu ifade edilmiştir.
Dosya içeriğinden; davacının bordrolarla ilgili eylemi üzerine davalı işverenin davacının 13/10/2014 tarihli yazısı ile savunmasını istediği, davacının karar gerekçesinde belirtilen savunmasını müteakip iş sözleşmesini feshetmeksizin 15/10/2014 tarihli bildirimi ile davacının görevinde değişiklik yaptığı, davacının bu görev değişikliğini aynı tarihte kabul etmemesi üzerine 17/10/2014 tarihli fesih bildirimi ile davacının iş sözleşmesini görev değişikliğine ilişkin sebebe dayanılmaksızın bordrolardaki farklılığa dayanılarak feshettiği anlaşılmaktadır. Davalı işverenin davacının eylemi üzerine iş sözleşmesini feshetmek yerine görevde değişiklik yoluna gitmesi karşısında davacının iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı nedenle feshedildiğinin kabulü yerinde değildir. Diğer yandan, davacının bordrolardaki ücretine eklediği kalem açısından davacının böyle bir hakkının olmadığının da yargılama esnasında ispatlanamadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, ispat külfeti kendisinde olan davalı işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile söz konusu taleplerin reddedilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.