3. Hukuk Dairesi 2017/8191 E. , 2019/5548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı; davalının maliki bulunduğu bağımsız bölümü 01/04/2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını, kira sözleşmesinin 24. maddesi gereği davalı yana toplam 4 adet kesin ve süresiz teminat mektubunu teslim ettiğini, sözleşmenin 26. maddesine uygun olarak 31.10.2010 tarihinde taşınmazı tahliye ettiğini, davalıya hiç bir borcu olmaması nedeni ile teminat mektuplarının iadesini istedi ise de davalı tarafça iade edilmediğini, teminat mektuplarının kesin ve süresiz olması, davalının bir eğitim kurumu olması, itibar riski taşıması sebebiyle teminat mektupları bedellerini ödendiğini ileri sürerek davalının tahsil etmiş bulunduğu, 4 adet teminat mektubu bedeli olan, toplam 13.763,00 TL’nin, ödeme tarihi olan 12/04/2012 tarihinden itibaren ticari faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asıl davaya cevabında; kira akdinin davacı tarafından keşide edilen 13/01/2010 tarihli ihtarnameyle süresinden önce feshedildiğini, davalının taşınmazın anahtarlarını kira sözleşmesinden kaynaklanan haklarını saklı tutarak, 31/02/2010 tarihinde teslim aldığını, kira akdi hükümleri gereği 01/01/2010 tarihinde başlayan kira döneminde sözleşmenin en geç 31/10/2010 tarihine kadar feshi ihbarda bulunmak şartıyla ancak 31/12/2010 tarihinde sona erdirilebileceğini, taşınmazın 01/11/2010 tarihinden itibaren dava dışı bir şirkete kiralanabildiğini ve davacı sorumluluğunun bu tarihe kadar devam ettiğini, 2010 yılı Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül ve Ekim ayları kira bedelleri toplamı olan 25.690,00 TL’nin ödenmesinin davacıdan şifaen talep edildiğini, fakat davacının bu bedeli ödemediğini, kira akdinin özel şartlarının 25. maddesi gereğince teminat olarak alınan 4 adet teminat mektubunun 12/04/2012 tarihinde nakde çevrilerek davacının borcuna mahsup edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı/birleşen davacı birleşen dava ile; davacı/birleşen davalının haksız fesih sonucu ödemekle yükümlü olduğu 2010 yılı nisan, mayıs, haziran ve temmuz ayları kira borcu toplamı olan 14.680,00 TL’nin teminattan mahsup edildikten sonra geriye kalan 01/07/2010 temmuz ayına ait 917,00 TL tutarındaki bakiye kira bedelinin 01/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, 6.423,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı/birleşen davacı ... Vakfının birleşen davasının reddine karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı/birleşen davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı/birleşen davalının temyiz itirazları yönünden;
Somut olayda; taraflar arasında 01.04.2006 başlangıç 31.12.2014 bitiş tarihli kira sözleşmesi hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Kira sözleşmenin özel şartlar 26. maddesinde; “Kiracı her bir yıllık kira döneminin sona ermesinden iki ay önce yazılı olarak haber vermek şartı ile kira dönemi sonunda kiralananı tahliye edebilir. Aksi halde dönem sonuna kadar boş kalan sürenin kirasını ödemek mecburiyetindedir.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı da bu hükme uygun olarak davalıya; 13.01.2010 tarihli ihtarname göndererek dönem sonu olan 31.03.2010 tarihi itibari ile kira sözleşmesini feshettiğini kira dönemi sonunda kiralanan yeri tahliye edeceğini bildirmiş, iş bu ihtarname davalıya 14.01.2010 tarihinde yani bir yıllık kira dönemi sonu olan 31.03.2010 tarihinden 2 ay 17 gün önce tebliğ edilmiştir. Yine davacı ihtarnamede belirttiği üzere; en son 2010 yılı Mart ayı kira bedelini de ödeyerek taşınmazı 31.03.2010 tarihinde tahliye etmiştir.
Buna göre davacının taraflar arasındaki kira sözleşmesine uygun şekilde süresinde feshi ihbar ederek, yine süresinde taşınmazı tahliye ettiği bu şekilde davalı kiraya verene hiç bir borcu bulunmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacının 2 aylık makul süre kira bedelinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı/birleşen davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davacı/birleşen davalının yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.