3. Hukuk Dairesi 2017/9245 E. , 2019/5574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalı ... ile 01/03/2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı ... adına vergi kaydı alınarak davalılar tarafından kiralanan taşınmazda kreş işletildiğini, kira sözleşmesinde kiracının yaptığı tadilat ve eklentilerin tahliye esnasında taşınmazda bırakılacağının kararlaştırıldığını, davalılarca 17/12/2007 tarihinde taşınmazda yapılan pimapen bölmeleri, demir ve bahçe korkulukları ile bazı dolapların sökülüp götürülerek tahliye edildiğini, durumun Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/1 D.İş sayılı dosyası tespit edildiğini ileri sürerek delil tespiti ile belirlenen 14.700,00 TL zararın tahsili amacıyla Kuşadası 2.İcra Müdürlüğü"nün 2008/3230 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine yapılan itirazların iptali ile icra takibinin devamına, davalı borçlular aleyhine % 40"dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar, davalı ... ile davacılar arasında kira sözleşmesinin bulunmadığını, yine davacı ... "un da kira sözleşmesinde kiraya veren olarak yer almadığını, belirtilen bu kişilerin davacı ve davalı sıfatlarının olmadığını, taşınmaza zarar vermek suretiyle tahliye ettikleri yönündeki iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, taşınmazda tadilat ve tamirat yapıldığını, teslim aldığından daha iyi bir halde bırakıldığını, tespit dosyasındaki bilirkişi raporunun tek taraflı ve gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini ileri sürerek davanın reddi ile % 40 kötüniyet tazminatının davacılardan tahsiline karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın davalı ... yönünden reddine, davanın davalı ... yönünden kısmen kabulü ile davalının Kuşadası 2. İcra Müdürlüğünün 2008/3230 Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 13.200,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacı kiracının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda; davacı ... ile davalı ... arasında 01.03.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin akdedildiği, davalı tarafından kira sözleşmesinin feshedildiği ve taşınmazın tahliye edildiği hususlarında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün 1. maddesinde, kiracının masrafları kendisine ait olmak üzere her türlü tadilatı ve tamiratı yapacağı, kira süresi sonunda ücret talep edemeyeceği ayrıca tamirat ile eklentileri binada bırakacağı kararlaştırılmıştır. Davacılar, davalılar tarafından taşınmazda yapılan tadilatların sökülerek götürüldüğünü ve taşınmazın hor kullanıldığını ileri sürmüşlerdir. Mahkemece, önce inşaat mühendisinden bilirkişi raporu alınmış, tarafların söz konusu rapora itiraz etmeleri neticesinde ise farklı bir inşaat mühendisinden bilirkişi raporu alınmış ise de, dosyada bulunan her iki bilirkişi raporunun çelişkili olduğu ve mahkemece söz konusu çelişki giderilmeden ikinci rapor hükme esas alınmak suretiyle karar verildiği anlaşılmıştır.
Kaldı ki, her iki bilirkişi raporundaki hesaplama yönteminin hor kullanma tazminatının belirlenmesine ilişkin yöntemlere uygun olmadığı, raporlarda yıpranma payının düşülmediği, tarafların itirazlarının karşılanmadığı belirlenmiş olup, raporların bu hali ile hükme esas alınamayacağı açıktır.
Bu itibarla mahkemece, yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, alanında uzman ayrı bir 3’lü bilirkişi heyetinden rapor alınması, alınacak raporda dosya kapsamında yer alan CD, fotoğraflar ve diğer tüm bilgi ve belgeler de irdelenmek suretiyle taşınmazdaki hasarlardan hangilerinin hor kullanım hangilerinin olağan kullanımdan kaynaklandığı ayrı ayrı tespit edilerek, hor kullanmadan kaynaklanan hasar bedelinden yıpranma payı da düşülmek suretiyle hor kullanma bedelinin tespit edilmesi suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz taleplerinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.