Esas No: 2021/8536
Karar No: 2022/1359
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8536 Esas 2022/1359 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/8536 E. , 2022/1359 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2021/545-2021/1155
İlk Derece
Mahkemesi : Kastamonu İş Mahkemesi
Dava, Kurumca resen tahakkuk ettirilen fark prim borcunun iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; Korukent Yapı Kooperatifinin tasfiye edilerek tüzel kişiliğinin sona erdirildiğini, kendisine tebliğ edilmeyen denetim raporuna istinaden prim borcu tahakkuk ettirildiğini belirterek, 26.10.2018 tarih ve 14365887 sayılı 202.645,22 TL bedelli prim borcu bildirimine ilişkin kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili; 1006164 sayılı işyeri sicil dosyasında S.S. Korukent Konut Yapı Koop. adına işlem gören işyeri ile ilgili olarak 29.06.2018 tarihli denetim raporu gereği eksik işçilik giderlerine ilişkin prim ve gecikme zammı ile cezası tahakkuk ettirilerek, işveren davacıya gönderildiğini, Kurum işleminin yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince, “davalı kurum tarafından davacıya, 29.06.2018 tarihli denetim raporuna istinaden 2009/7, 9, 10, 11, 12 aylarına ilişkin resen tahakkuk yapılarak ödeme emirleri düzenlendiği ve ödeme emirlerinin 06.11.2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, ödeme emirlerine dayanak iş yerinin S.S. Korukent Yapı Kooperatifi adına tescilli olduğu, söz konusu kooperatifin, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 25.07.2012 tarihli nüshasında 18.07.2012 tarihinde ticaret sicilinden silindiğinin ilan edildiği, Kurumun davacıya gönderdiği ödeme emirlerinin muhatabının dava dışı tüzel kişiliği sona eren kooperatif olduğu, yine, ödeme emirlerine dayanak raporun da tebliğ edilmesi gereken birimin tasfiye edilen kooperatif olduğu, kooperatifin tasfiye olması ile davacının yetkisinin sona erdiği, bu nedenle şirkete gönderilmesi gereken ödeme emirlerinin henüz usulüne uygun kesinleştirilmediği, davalı kurum tarafından davacının sorumluluğuna gidilebilmesi için öncelikle, ödeme emirlerine konu borcun tasfiye edilen kooperatife usulüne uygun tebliğ edilip kesinleştirilmesi, akabinde Kurumun borcunun, işverenden -tüzel kişi olan kooperatiften - tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya edilemeyeceğinin anlaşılması halinde davacıya tebligat çıkarılabileceği, ancak bahse konu yasal prosedür yerine getirilmeden ödeme emirleri düzenlendiği anlaşılmakla, usulüne uygun olarak düzenlenip gönderilmeyen ödeme emirlerinin iptali” gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı Kurum tarafından 26.10.2018 tarih 14365887 Esas sayılı 2009/07-09-10-11-12 aylarına ilişkin toplam 202.645,22 TL olmak üzere, borç asılları gecikme cezalarına ilişkin re'sen hesaplanan prim borcu işleminin iptaline karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
SGK vekili, 5510 sayılı Yasanın 85. maddesinde belirtilen prosedüre uyulmadığını, davacı tarafın resen prim tahakkukuna ilişkin yazıya süresi içinde itiraz etmediğinin göz önünde tutulmadığını, borcun tasfiye edilmiş kooperatiften tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olması nedeniyle, Kurum tarafından gönderilen borç bildirim belgesinde önce kooperatif ismi altında ise davacının adının yazıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın 86’inci maddesi olup "Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü öngörülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 29.06.2018 tarihli denetim raporu ile dava dışı kooperatife ait bina inşaatı işyerinden yapılan hizmet bildirimlerinin fiili çalışmaya dayanıp dayanmadığının araştırıldığı, işyerinden bildirimi yapılan 5 sigortalının hizmetinin iptal edildiği, ayrıca kayıtlı işçilik ödemelerine ilişkin gider pusulalarından sigorta primine esas kazanç tutarının eksik bildirildiğinin tespit edildiği belirtilerek, 2009/7-2009/12 dönemlerine ilişkin olarak 206.977,82 TL prime esas kazanç tutarı üzerinden isimsiz tahakkuk ile prim tahsilatı yapılması gereğinin belirtildiği, ilgili denetim raporuna dayanılarak, 26.10.2018 tarihli resen hesaplanan prim borcu konulu 14365887 sayılı yazının SS Korukent Konut Yapı Koop -yetkili ...”a hitaben düzenlendiği ve “1006164 nolu işyeri ile ilgili 29.06.2018 tarihli denetim raporuna istinaden 2009/7,9,10,11,12 aylarına ilişkin resen tahakkuk yapıldığı, toplam 202.645,22 TL borcun gecikme cezası ve zammı ile birlikte ödenmesi gerektiği” yazı içeriğinde bildirilerek, 06.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, resen tahakkuk ettirilen prim borcuna 31.12.2018 tarihinde yapılan itirazın, 25.01.2019 tarihli komisyon kararı ile süresinde olmadığından bahisle reddedildiği, dosya içeriğinde Kurum alacağı ile ilgili olarak Kurum tarafından düzenlenip tebliğ edilen bir ödeme emri bulunmadığı anlaşılmaktadır.
25.07.2012 tarihli ticaret sicil gazetesinde, SS Korukent Konutyapı Kooperatifinin tasfiye sürecini tamamladığı, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak 18.07.2012 tarihinde ticaret sicilinden silindiği, davacının tasfiye memuru olduğu yine, davacı ...’un SS Korukent Konut Yapı Kooperatifinde 25.04.2009 ile 18.07.2012 tarihleri arasında yönetici ve tasfiye kurulu üyesi olarak görev yaptığı, 27.04.2009 tarihli kararla Yönetim Kurulu Başkanı seçildiği, 3 yıllığına temsil ve ilzama yetkili kılındığı görülmektedir.
Eldeki dosyada, kooperatifin tüzel kişiliğinin tasfiye ile 18.07.2012 tarihinde sona erdiği, borcun ilgili kooperatiften tahsil imkanı bulunmadığı,davacının ilgili ticaret sicil kayıtlarından 25.04.2009 ile 18.07.2012 tarihleri arasında ilgili kooperatifte yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.
Davacı, resen tahakkuk ettirilen prim borcu bulunmadığının tespiti ve tahakkuk işleminin iptalini talep etmiştir. Bu durumda uyuşmazlık, denetim raporunda belirlenen şekilde Kurum tespiti gibi işçilik ödemesi yapılıp yapılmadığı ve bu kazancın prime tabi olup olmadığıdır.
Mahkemece, işin esasına girilerek, Kurum tarafından denetim raporu üzerine yapılan işlemler ve işyerinde çalışan sigortalılara bordroda gözüken ücretler dışında prime tabi işçilik ödemesi yapılıp yapılmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.