Esas No: 2021/9174
Karar No: 2022/1422
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9174 Esas 2022/1422 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/9174 E. , 2022/1422 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi: ... 4. İş Mahkemesi
Dava; sakatlık aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve ödenmemiş aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, müvekkili ...'nın 01/02/1988 tarihinden beri sigortalı olduğunu, 01/02/1988 - 25/08/2017 tarihleri arasında 8293 gün prim ödeme günü olduğunu, %46'lık engellilik oranı olduğunu ve müvekkiline 01/11/2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığını, kurum müfettişlerince kontrol muayenesi yapılması için Selçuk Üni. Tıp Fak. Hastanesine sevk edildiğini, sağlık kurulu raporu engellilik oranının %40 altında gelmiş olduğunu, hakem hastane Nec. Erb. Üni. Meram Tıp Fak. Hastanesine sevk edildiğini yine engellilik durumunun %40 altına düştüğünü ve vergi indirimi ile yaşlılık aylığı kesildiğini, Selçuk Üni. Tıp Fak. Hastanesi Başhekimliğinin 10/01/2018 tarih 49007633 numaralı engelli sağlık kurulu raporunda %46 engel oranlı sürekli raporu mevcut olduğunu, ... Numune hastanesinde alınan raporda da müvekkilinin %46 engelli konumda olduğunu, ... Eğitim Araştırma Hastanesinde 27/05/2017 tarih 3395 sayılı raporda da %46 sürekli engelli raporunun mevcut olduğunu, bu hususlar dikkate alındığında hastane raporları arasında çelişki olduğunu, %46 raporun verildiği tarih ile yeni rapor tarihi arasında çok fazla süre olmadığı, müvekkilinin hastalıklarının iyileşme olanağı olmadığını, engel yüzdesi verilmeyen rahatsızlıkların ciddi olduğunu (astım, diyabet, işitme kaybı vs.) ve bu nedenlerle davalı kurumca gerçekleştirilen yaşlılık aylığı kesilmesi işleminin iptalini, müvekkilinin hak ettiği yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasını, ödenmemiş aylıkların yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, kurumca yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kabulüne, davacının yaşlılık aylığının kesilmesine yönelik kurum işleminin iptali ile davacıya aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden aylık bağlanması ve biriken aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verildi.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı Kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince “istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterli inceleme yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın Geçici 10 maddesinin 2. fıkrasının “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olup bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 60 ıncı maddesinin (C) bendinin (b) alt bendi ve geçici 87 nci maddesine göre işlem yapılır. " hükmü gereği 506 sayılı Yasanın 60 ve Geçici 87. maddeleridir.
506 sayılı Yasanın 60/C-b maddesi “Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılardan; ilgili mevzuatı uyarınca, I. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, II. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az on sekiz yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, III. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az yirmi yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4400 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından” yararlanacaklarını öngörmekte olup, bu koşulların başında ise, öncelikle ve özellikle, “sakatlığı nedeniyle gelir vergisi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış olmak” hususunun saptanması önem arz etmektedir. Anılan hususun saptanması işi ise, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 31/2 maddesine göre, sakatlık indiriminden yararlanmak için, yetkili hastanelerin sağlık kurullarından alınan raporlar, Maliye Bakanlığı bünyesindeki “Merkez Sağlık Kurulu” tarafından değerlendirilerek iş gücü kaybı oranları ve buna göre sakatlık dereceleri belirlenmekte ve bu belirlemeye dayalı olarak da, ilgili şahsın vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanıp kazanmadığına; yine idarece karar verilmektedir. Bu durumda, sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazandığına dair verilen bu idari kararın sigortalının tahsis talebiyle birlikte Kuruma ulaşmasıyla, diğer koşulların da varlığı halinde sigortalıya anılan Yasanın 60/C-b maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlanması yasal gereklilik olmaktadır.
Eldeki dava dosyası kapsamında; davacıya 25.08.2017 tarihli tahsis talebine istinaden 01.09.2017 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasanın Geçici 87 /A hükmü gereği yaşlılık aylığı bağlandığı, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 15/05/2019 tarihli yazısı ile davacının çalışma gücü kayıp oranının %35 olduğunun, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 31. maddesine göre davacının vergi indiriminden yararlanabilmesi için çalışma gücü kayıp oranının en az %40 olması gerektiğinin ve davacının artık engellilik indiriminden yararlandırılmasının mümkün olmadığının Kuruma bildirildiği, bunun üzerine davalı Kurum tarafından 21.12.2018 tarihi itibari ile yaşlılık aylığının durdurulduğunun bildirildiği, davacıya 11.052,95 TL yersiz ödemenin borç çıkartıldığı, dosyada alınan Yüksek Sağlık Kurulunun 14.10.2019 tarihli raporunda maluliyet oranının %42, ATK 3.İhtisas Kurulunun 09.03.2020 tarihli raporunda engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kayıp oranının %50 olduğunun tespit edildiği, mahkemece Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararlarının davalı Kurum açısından bağlayıcı olduğu gerekçesiyle “davanın kabulüne” karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik incelemeye dayalıdır.
Belirtilen açıklamalar dikkate alındığında, “sakatlığı nedeniyle gelir vergisi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış olmak” hususunun saptanması önem arz etmektedir. Anılan hususun saptanması işi ise, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 31/2 maddesine göre, sakatlık indiriminden yararlanmak için, yetkili hastanelerin sağlık kurullarından alınan raporlar, Maliye Bakanlığı bünyesindeki “Merkez Sağlık Kurulu” tarafından değerlendirilerek iş gücü kaybı oranları ve buna göre sakatlık dereceleri belirlenmekte ve bu belirlemeye dayalı olarak da, ilgili şahsın vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanıp kazanmadığına; yine idarece karar verilmektedir. Bu durumda, sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazandığına dair verilen bu idari kararın sigortalının tahsis talebiyle birlikte Kuruma ulaşmasıyla, diğer koşulların da varlığı halinde sigortalıya anılan Yasanın 60/C-b maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlanması yasal gereklilik olmaktadır.
Mahkemece, belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılması gerektiğinden, Maliye Bakanlığı bünyesindeki “Merkez Sağlık Kurulu” ndan derece tespiti yönünden rapor alınması için tüm dosya kapsamı ilgili Kurula gönderilerek, varsa derece tespiti yapılıp yaşlılık aylığı şartları buna göre değerlendirilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.