22. Hukuk Dairesi 2017/23336 E. , 2019/16275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının işe girdiği tarihten itibaren fiilen çalışmış olduğu pozisyonun derece ve kademesinde dikkate alınmaması nedeniyle başlangıç derece ve kademesinin eksik hesaplandığını bu nedenle derece kademesinin fiilen yaptığı pozisyona göre tespiti ile ücret farkı, akdi ilave tediye farkı, yasal ilave tediye farkı ve yıpranma primi alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Somut olayda davacı dava dilekçesinde son 10 yıldır iş makinesi operatörü olarak, öncesinde ise şoför olarak fiilen çalıştırılmasına rağmen işverence pozisyonunun iş makinesi yağcısı olarak gösterildiğini ve başlangıç derece ve kademesinin eksik hesaplandığını iddia etmiş, iş yerinde hala çalışmaya devam ettiği anlaşılan davacı tanıklarından ... “ 2012 yılından önce kamyon şoförü olarak çalışıyordu. 2012 yılından sonra ise loder operatörü yani kepçe oparatörü olarak çalışırdı. İşe başladığı tarihten itibaren 2012 yılına kadar hep kamyon şoförü olarak çalıştı. Kamyon şoförü iş makinesi şoförü olarak geçmektedir. 2012 yılından sonra da loder operatörü olarak çalışmaktaydı halen de aynı işi yapmaktadır. “ ... “ Davacıyı aynı iş yerinde çalışmamız nedeniyle tanırım. Davacı 2012 yılına kadar kamyon şoförü olarak çalışırdı. 2012 yılından sonra ise kamyon ve kepçe operatörü olarak çalıştı. “ , ... “ Davacıyı belli bir dönem aynı iş yerinde çalıştık. Kendisini oradan tanırım. Davacı ilk başlarda kamyon şoförü olarak çalışıyordu. Son dönemlerde kepçe operatörü olarak çalışıyordu. Ben bildim bileli davacı bu işleri yapmaktadır. Kamyon şoförüne büyük iş makinesi şoförü, kepçe operatörüne ise büyük iş makinesi operatörü denir, davacı bildiğim kadarıyla 3 yıldır kepçe operatörlüğü yapıyor ancak tarihini tam olarak bilmiyorum” ... ise, “ Ben davacıyı aynı iş yerinde çalışmamız nedeniyle tanırım. Davacı önceden kamyon şoförüydü son 3-4 senedir ise kepçe operatörü olarak çalışmaktadır. “ şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemece davacının 2001 yılından itibaren iş makinası operatörü ( büyük) olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosya içerisinde yer alan davalı kurum onaylı belgelerin bir kısmında davacı kamyon şoförü olarak gösterilmiş, 2015 tarihli taşıt görev emirlerinde ise kepçe operatörü olarak gösterilmiştir. Ancak davacının 2001 yılından itibaren fiilen yaptığı işin büyük iş makinası operatörü olduğuna dair kurum onaylı belge olmadığı gibi tanıklar da davacının 2012 yılından beri kepçe operatörü olarak çalıştığını beyan etmişlerdir. Ayrıca 2015 yılında iş bu dava açılmış olup davacının dava dilekçesinde önce şoför olarak son 10 yıldır ise iş makinası operatörü olarak çalıştığını iddia etmesi karşısında mahkemece davacının 2001 yılından itibaren iş makinası operatörü olduğunun tespitine karar verilmesi de talep aşımı olmuştur. Bu nedenlerle davacının 2001 yılından itibaren iş makinası operatörü olarak çalışmış olduğu ispatlanamadığından mahkemece kurum onaylı belgeler, tanık beyanları ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde davacının 2001 yılından itibaren şoför olarak, 2012 yılından itibaren ise iş makinası operatörü olarak çalıştığının kabulü ile derece ve kademesinin de bu açıklanan pozisyonlara göre tespiti gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
3-6772 sayılı Kanun"un 4. maddesine göre, ilave tediye alacağının ödeme zamanını, Bakanlar Kurulu belirler. Bakanlar Kurulunun kararı ile ilave tediye alacağı muaccel hale gelir. İlave tediye hesabı, Bakanlar Kurulunun belirlediği ödeme tarihlerindeki ücrete göre yapılmalıdır. Ödeme zamanı taraflarca kararlaştırılmadığında, Borçlar Kanunu"nun 101. maddesi uyarınca, temerrüt için alacaklının ihtarına gerek vardır. İlave tediye alacağı Kanun"dan kaynaklandığından, talep halinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmelidir. Toplu iş sözleşmelerinde bulunan, 6772 sayılı Kanun maddesinin tekrarından ibaret hükümler, alacağın dayanağının ilgili Kanun olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden, bu durumlarda dahi yasal faize karar verilmelidir.
6772 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tediye alacağına dava tarihinden itibaren yasal faiz oranı yerine ödenmesi gereken tarihten itibaren en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi hatalıdır.
4-Mahkemece kabul edilen ilave tediye alacağı dışında kalan diğer alacakların miktarları ve faiz başlangıçları aylık dökümler halinde gösterilmeden infazda karışıklığa yol açacak şekilde ödenmesi gereken tarihlerden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi hatalıdır
Anılan yönler düşünülmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.