22. Hukuk Dairesi 2012/18038 E. , 2013/7439 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının kendi isteği ile istifa etmek sureti ile işten ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacının iş sözleşmesinin işçi tarafından mı yoksa işveren tarafından mı feshedildiği ve feshin haklı olup olmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı sebeple derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Kanun"un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında 4857 sayılı Kanun"da işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süreli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin işverence sebep belirtilmeden feshedildiği iddiasına karşılık davalı işveren, davacının istifa etmek sureti ile işten kendisinin ayrıldığını ileri sürmüş ve bu konuda 05.10.2010 tarihli davacının imzasını içeren istifa dilekçesini ibraz etmiştir. Bilgisine başvurulan taraf şahitlerinin anlatımlarından sözleşmenin kim tarafından feshedildiği anlaşılamamaktadır ve şahit beyanları ile sözleşmenin hangi tarafça feshedildiğinin tespiti mümkün değildir. Davacının imza ve içeriğine itiraz etmediği sözkonusu dilekçeye göre işyerinde işe girdiği tarihten işten ayrıldığı tarihe kadar kesintisiz olarak çalıştığı kabul edildiğine göre; dilekçenin sezon bitimi sebebi ile verildiği ve bu sebeple dilekçeye itibar edilmediği yönündeki gerekçe isabetli bulunmamıştır. Davacının, şahit anlatımları ve dosyadaki diğer delillere göre; çalıştığı süre içinde yaptığı fazla çalışmaların karşılığı ücret alacağının ödenmediği, kesintisiz çalışmasına rağmen hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna noksan olarak bildirildiği sabittir. Bu durumda iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiğinin kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden hatalı değerlendirme ile davacının iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshediliğinin kabulü ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. İş sözleşmesini haklı sebeple fesheden davacı, kıdem tazminatına hak kazanır ise de ihbar tazminatına hak kazanamaz. Davacının ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, mahkemece hükmedilen kıdem tazminatı alacağının tavzihle değiştirilmesi, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinde de değişikliğe yol açacağından doğru olmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.