Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8316
Karar No: 2022/1295
Karar Tarihi: 27.01.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8316 Esas 2022/1295 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/8316 E.  ,  2022/1295 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    No : 2019/1174-2021/816
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi

    Dava, yurt dışı borçlanmasının 10.1.1990 tarihinden ileriye doğru maledilerek 1.5.2018 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili özetle, 10.1.1990 tarihinden itibaren yurt dışında ikamet eden müvekkilinin 26.10.2017 tarihli yurt dışı ev hanımlığı ve çalışılan sürelere ait borçlanma talebine karşılık kesintili tahakkuk yapıldığı, 24.4.2018 de borçlanma bedelinin süresinde ödendiği ve 24.4.2018 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanması talebinde, 29.5.2018 tarihli dilekçe ile de borçlanmanın 10.1.1990 tarihinden ileriye doğru maledilmesi talebinde bulunulduğunu, taleplerin ve dava öncesi başvurunun reddi üzerine, yurt dışı borçlanmasının 10.1.1990 tarihinden ileriye doğru kesintisiz olarak 5375 gün olarak maledilmesini ve 24.4.2018 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebini takiben yaşlılık aylığı bağlanmasını istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, cevap dilekçesinde, davacının ibraz ettiği belgelere uygun şekilde tahakkuk yapıldığını, yaşlılık aylığı tahsis koşulları oluşmadığından tahsis talebinin reddedildiğini, Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.


    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesince “...... tarafından mahkememize gönderilen davacının tahsis dosyası incelendiğinde, davacının 03/07/1978-11/11/1988, 11/11/1988-16/01/1991 ve 16/01/1991-26/08/2014 tarihleri arasında 3 ayrı adreste Almanya'da ikamet ettiğinin belgelendiği söz konusu belgenin yurt dışında geçen sürenin borçlandırılması ve değerlendirilmesine ilişkin yönetmeliğinin 9.maddesi uyarınca borçlanmaya esas ikamet belgesi kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Davalı SGK tarafından her ne kadar yurt dışı borçlanma talebi Emniyet Müdürlüğünden getirtilen yurt dışı giriş-çıkış kayıtlarına göre yapılmış ise de Düsseldorf Başkonsolosluğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ateşeliğince onaylanan ilgili belge uyarınca davacının 03/07/1978-26/08/2014 tarihleri arasında Almanya'da ikamet ettiğinin anlaşılması ve söz konusu belge yurt dışında geçen sürelerin borçlandırılmasına ilişkin yönetmeliğin 9.maddesinde belirtilen belgelerden olması nedeni ile 3201 Sayılı Yasa uyarınca davacının borçlanma işlemi 18 yaşını doldurduğu, 10/01/1990-15/12/2004 tarihleri arası 14 yıl 11 ay 5 gün olarak kabul edilmesi gerektiği ve tahsis talep tarihini takip eden ay başından itibaren maaş bağlanması gerektiği aksi yöndeki kurum işleminin hatalı olduğu anlaşılmakla aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, “...Davanın kabulü ile; Davacı 46081858000 T.C Kimlik Numaralı ...'ın yurt dışı borçlanma tarihinin 10/01/1990-15/12/2004 tarihleri arası olduğunun kabulü ile davacının tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01/05/2018 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline,...” karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ
    Davalı Kurum vekili, yapılan Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyanla kararın ortadan kaldırılmasını istemiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince “...özellikle 01/11/1991-01/09/1992 tarihleri arasında Türkiye'de bulunduğuna ilişkin herhangi bir kaydın bulunmamasına, davacının borçlanma talebinin TC. Düsseldorf Başkonsolosluğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ateşeliğince onaylanan ikametgah belgesine dayanmasına göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile, “...İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı HMK'nun madde 353/1-b.1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,...” karar verilmiştir.
    V-TEMYİZ NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, yapılan Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu davanın reddi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden, 10.1.1972 doğumlu davacının 26.10.2017 tarihinde Kuruma verdiği borçlanma talep dilekçesi ile çalışılan/çocuk yetiştirme süreleri, boşta geçen ve ev kadını olarak geçen sürelerinden 10.1.1990 tarihinden itibaren 5375 gün borçlanma talebinde bulunduğu, davalı Kurum tarafından davacının 18 yaşını ikmal ettiği tarihten başlamak üzere ve giriş-çıkış kaydına göre Türkiye’den ilk çıkışın 25.6.1993 olarak tespiti nedeniyle 10.1.1990-31.10.1991 arasını kesintisiz olarak 652 gün ev kadınlığı süresi kapsamında, davacı adına çocuk yetiştirme süresi olarak ilk zorunlu prim ödemesinin 1.9.1992 tarihinde yapılması üzerine 1.9.1992-13.10.2005 tarihleri arasında 4723 günü çalışılan süre olarak toplam 5375 günlük tahakkuk hazırladığı, borçlanmanın 24.4.2018 tarihinde süresinde ödendiği, davacının ibraz ettiği belgelerde, ilk defa analık koruma ile başlayan ve çocuk yetiştirme süresi olarak ilk kez 1.9.1992 tarihi itibariyle zorunlu prim ödemesinin bulunduğu 4.7.1992-6.4.2014 tarihleri arasında Almanya hizmetlerinin bulunduğu, 3.7.1978-26.8.2014 tarihleri arasında yurt dışında ikametgah kaydının bulunduğu, Türkiye’de 9.9.2016-14.9.2016 tarihlerinde 6 gün 4/1-a kapsamda hizmetinin bulunduğu, 24.4.2018 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebinin koşulları oluşmadığından 2.5.2018 tarihli yazı ile reddedildiği, 30.5.2018 tarihli borçlanmanın 10.1.1990 tarihinden ileriye doğru kesintisiz maledilmesi talebinin ise 4.7.2018 tarihli yazı ile reddedilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanunun 5. maddesi; “Madde 5 – (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
    Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.
    (Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) (Değişik fıkra:17/7/2019-7186/10 md.)Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
    (Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.(Ek cümle: 10/9/2014-6552/29 md.) Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.
    (Ek fıkra:17/7/2019-7186/10 md.) Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması hâlinde bu süreler 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yer alan hükümler esas alınarak Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden, Türkiye’de sigortalılık yok ise borçlanma tutarının tamamen ödendiği tarihten geriye götürülen sürelere ait ilgili aylara mal edilir.” düzenlemesini içerir.
    Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde,
    1- Yasanın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, yasanın 5.madde hükmü uyarınca, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son  tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi gerekecektir. Bu nedenle, söz konusu borçlanılan sürelerin ilgili dönemlere değilde, borçlanılan tarihten geriye doğru hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    2- Türkiye’de yaşlılık aylığı bağlanması için esas alınacak sigortalılık başlangıç tarihi, davacının çocuk yetiştirme süresi kapsamında ilk zorunlu prim ödemesinin bulunduğu yani Alman Rant sigortasına giriş tarihi olan 1.9.1992 olup, ev kadınlığı süresi ile 18 yaşını ikmal ettiği 10.1.1990 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak alınması ve yaşlılık aylığı tahsis koşullarının bu tarihe göre belirlenmesi mümkün değildir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi