Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/21105
Karar No: 2013/7474

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/21105 Esas 2013/7474 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, üç aylık ücret ve genel tatil alacaklarının ödenmesini talep etmiştir. Mahkeme, talep edilen miktarların bir kısmının ödenmesine karar vermiştir. Davacı, hizmet süresine yönelik olarak gösterdiği şahitlerin tamamının dinlenmediğini ve eksik araştırma yapıldığını ileri sürmüştür. Karar temyiz edilmiştir. Yargıtay, davacının şahitlerinden birinin dinlenmediği ve eksik araştırma yapıldığına karar vermiştir. Kısacası, karar bozulmuştur.
Kanun maddeleri: Mahkeme kararının bozulabilmesi için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 437. maddesindeki hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanması, dava şartlarına aykırılık bulunması, taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi ve karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerinin bulunması gerekmektedir. Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi de benzer şartları belirtmektedir. Temyiz kanun yolunda, ilk derece mah
22. Hukuk Dairesi         2012/21105 E.  ,  2013/7474 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    ...

    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, üç aylık ücret ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı davalıya ait işyerinde 15.08.2004 -30.08.2010 tarihleri arasında çalıştığını iddia etmiş, mahkemece davacının bilirkişinin raporunda belirttiği 31.08.2008-30.08.2010 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmiştir. Ancak davacı iddia ettiği hizmet süresine yönelik olarak gösterdiği şahitler tamamının dinlenmediğini dolayısıyla eksik araştırma ile sonuca gidildiğini ileri sürmektedir. Gerçekten dosya içeriğine göre davacı şahitlerinden birinin dinlenmediği anlaşılmaktadır.
    Davacı şahiti dinlenmeden bilirkişinin varsayımına dayanan değerlendirmesine itibarla davacının hizmet süresinin tespiti isabetli olmamıştır.
    Davalı işveren temyiz aşamasında davacıya ödemeler yapıldığına, yıllık izin haklarının kullandırıldığına ilişkin belgeler sunmuş olup hakkı daraltan ve ortadan kaldıran savunmalar itiraz niteliğinde olup yargılamanın her aşamasında nazara alınması gerektiğinden davalı tarafından sunulan belgelerin de bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir.
    Yukarıda belirtilen açıklamalara göre davacının ilk listesinde yazılan diğer şahitin de dinlenmesi, Sosyal Güvenlik Kurumu belgelerinin getirtilmesi, davalı yanın dosyaya sunmuş olduğu itiraz niteliğindeki savunma belgelerinin bir değerlendirilmeye tabi tutularak oluşacak sonuç dairesinde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.04.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. 05.04.2013



    KARŞI OY

    Davalı şirkete ait işyerinde bekçi olarak çalışan davacı, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, üç aylık ücret, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Yargılama sırasında davalı işveren yazılı bir cevap vermediği gibi, herhangi bir delil listesi veya delil sunmamış ve mahkemece de belirtildiği gibi herhangi bir ispat faaliyetine girişmemiştir. Temyiz dilekçesinde duruşma günü ve dava dilekçesinin tebliğ edilmediğine ilişkin bir itirazı da bulunmayan davalının temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgeler ödemeye ilişkin olsa bile dikkate alınamaz. Temyiz incelemesinde, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen vakıa ve dillerin, hatta mahkemenin karar vermesinden sonra yaşanan vakıaların ileri sürülmesi mümkün değildir. Yeni vakıaların ileri sürülmesi ve bunların incelenmesi, karşı tarafın rızasına da tabi değildir. Çünkü temyiz incelemesinde tahkikat yapılamaz.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 437. maddesinde hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması, dava şartlarına aykırılık bulunması, taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi ve karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerin bulunması halinde Yargıtay"a mahkeme kararının kısmen veya tamamen bozulabileceği belirtilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun “bozma sebepleri” başlığını taşıyan 371.maddesinde de temyiz olunan kararın tamamen veya kısmen bozulması için; hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması, dava şartlarına aykırılık bulunması, taraflardan birinin iddiasını ispat için dayandığı delillerin kanun bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi ve karara etki eden yargılama hatası ve eksiklilerinin bulunması gerekir. Şu halde temyiz kanun yolunda, ilk derece mahkemesinin 371.maddede belirtilen hususlar ileri sürülebilir.
    Somut olayda gerek 1086 sayılı Kanun"da gerekse 6100 sayılı Kanun"da belirtilen bozma sebeplerinin hiçbiri mevcut değildir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesi yargılamasına iştirak etmeyen, yazılı bir cevap vermeyen ve delil de sunmayan davalının temyiz aşamasında ödeme belgelerini sunması bozma nedeni olmamalıdır. Kaldı ki, mahkemenin duruşma günü ve dava dilekçesinin bildirimine ilişkin tebligatı aldığı halde duruşmalara gelmeyen, cevap vermeyen ve delil de sunmayan davalının varılacak sonuçları göze aldığı açıktır. Öte yandan, sayın çoğunluğun temyiz aşamasında sunulan ödeme belgelerinin dikkate alınması gerektiği yönünde vardığı sonuç, mahkemelerin yargısal faaliyetlerini ciddiye almayan veya yargılamayı uzatmaya matuf kötüniyetli davranışları özendirici niteliktedir. Yukarıda belirttiğim nedenlerle davalının temyizi yönünden kararın bozulmaması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılamıyorum. 05.04.2013




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi