1. Hukuk Dairesi 2016/6540 E. , 2019/5029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.10.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat Şafak Karahan geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... vd. vekili Avukat ve davacı ... vekili Avukat gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, akde ( ölünceye kadar bakma akdi ) aykırılık hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı ..., ilk eşinin ölümü ve hastalıkları nedeniyle kendisine bakması için davalı ile 25.06.2004 tarihinde evlendiğini, davalının sürekli olarak taşınmaz istemesi üzerine maliki olduğu 176 ada 6 sayılı parseldeki 2 no’lu bağımsız bölümü davalıya 12.04.2007 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, boşanma veya ayrılık durumunda dairenin iade edileceği hususunda davalının 07.05.2007 tarihli taahhüt belgesini verdiğini, ne var ki davalının akdin yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi evlilik süresince kendisini aşağıladığını, kötü davrandığını, bu nedenle davalı aleyhine açtığı boşanma davasının devam ettiğini ileri sürerek, çekişmeli bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek üçüncü kişiden satın aldığını, ancak davacının ısrarı üzerine davacı adına tescil ettirdiğini, bu durumu fark edip daireyi istediğinde davacının ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini de boşanma davası sırasında öğrendiğini, dairenin alınmasında davacının bir katkısının olmadığını, 07.05.2007 tarihli tutanağı kandırılması neticesinde imzaladığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının ölünceye kadar bakma akdi yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalı adına olan tapu kaydının iptaline ve muris ... adına tesciline karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, davacı ...’ün maliki olduğu dava konusu 2 no’lu bağımsız bölümünü 12.04.2007 tarihinde davalı eşi ...’e ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği, davacının 01.10.2012 tarihinde yukarıda yer verilen iddialar ile eldeki davayı açtığı, yargılama sırasında 16.04.2015 tarihinde davacının öldüğü, geriye mirasçı olarak ikinci eşi olan davalı ... ile ilk eşi Meliha’dan olma çocukları Kadriye ve ... ile torunu ...’yı ( ...’in oğlu ) bıraktığı, mirasçılardan Kadriye ve ...’in davacı vekiline ( muris ...’nın vekalet verdiği ) vekalet vererek davayı takip ettiği, davacı vekilinin; mirasçılardan ...’ya ulaşamadığını ve davaya dahil edilmesi gerektiğini beyan etmesi üzerine, davaya dahil dilekçesi, dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligatın mirasçı ...’ya 19.11.2015 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, ne var ki ...’nın bildirilen ve takip eden celselere gelmediği, hükmün bu haliyle kurulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere dava, subjektif hakkına tecavüz edildiğini iddia eden kimsenin meşru hak ve menfaatlerinin korunması için mahkemeden hukuki koruma istemesidir. Mahkemeden hukuki koruma isteyen kimse de davacıdır.
Bunun yanında her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Genel olarak mirasbırakanın alacakları, hakları ve malları mirasçıya geçer. Bu nedenle dava sırasında taraflardan birisi ölürse, istek şahsa bağlı bir hak değilse dava mirasçılar tarafından yürütülür.
Dava, devam ederken davacının ölmesi halinde mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan mirasçıların tümünün davayı birlikte yürütmeleri gerektiği HMK"nın 60. maddesi gereğidir.
HMK"nun 55.maddesine göre de, taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Mirasçılardan bazısı duruşmaya gelmezse, gelen mirasçıya, gelmeyen mirasçıların olurlarının alınması ya da TMK"nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için süre verilir. Temsilci atanırsa davaya temsilci huzuru ile davaya devam edilir.
Hal böyle olunca, taraf teşkilinin sağlanması zorunlu bulunduğundan, öncelikle dava dışı mirasçı ...’ün davaya olur verip vermediğinin saptanması, olur vermez ise TMK’nın 640. maddesi uyarınca muris ...’nın terekesine temsilci atatmak suretiyle tereke temsilcisi huzurunda davaya devam olunması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidilmesi hatalıdır.
Kabule göre de, 4721 sayılı TMK’nun 28/1. maddesinde; ‘’ Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. ‘’ düzenlemesi karşısında, davanın kabul edilmesi halinde tüm mirasçıların payları oranında adlarına tescil kararı verilmesi gerekirken ölüm ile kişiliği son bulan mirasbırakan ... adına tescile karar verilmesi de doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.