1. Hukuk Dairesi 2016/6434 E. , 2019/5030 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.10.2019 Perşembe günü saat 09.30"da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ketm-i verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istemli olarak açılmış, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın 3. kişiye temliki nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi uyarınca mevcut davalıya karşı tazminat istemli olarak devam edilmiştir.
Davacı, mirasbırakan annesi ...’nin mirasçısı olmasına rağmen dava dışı kardeşleri ... ve ... tarafından mirastan ketmedilerek alınan ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2002/813 esas 2003/191 sayılı kararı ile mirasbırakana ait 4436 parsel sayılı taşınmazın ... ve ...’a intikalinin yapıldığını, aynı gün anılan taşınmazın mal kaçırma düşüncesi ile davalıya satış gösterilerek devredildiğini, söz konusu durumu 2012 yılı Kurban Bayramında öğrendiğini, davalının kötüniyetli olarak sekiz yıl boyunca taşınmazı kullandığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, davalının taşınmazdan elde ettiği gelire karşılık payı oranında bedele hükmedilmesini istemiş, yargılama sırasında dava konusu taşınmaz el değiştirdiğinden davacı vekili 22.03.2013 tarihli dilekçesi ile, davaya mevcut davalıya karşı tazminat istemli olarak devam ettiklerini bildirmiş, yargılama sırasında ıslah ile tazminat isteğini 182.155,00 TL’ye arttırmıştır.
Davalı, ... mirasçılarının kendi aralarında anlaşarak devri yaptığını düşündüğünden dava konusu taşınmazı iyiniyetli olarak temlik aldığını, TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanması gerektiğini, öte yandan dava tarihinden geriye dönük beş yıllık dönem için ecrimisil istenebileceğini, öncesinin zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; taşınmaz bedeli için 56.400,19 TL, ecrimisil bedeli için 35.578,13 TL olmak üzere toplam 91.978,32 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, davanın kabulü ile tazminata ve ecrimisile karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Kaldı ki, usulüne uygun tebligata rağmen davalı taraf hükmü temyiz etmemiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından hükmedilen bedellerin az olduğu yönünden temyiz edilmiş olup, çözümlenecek uyuşmazlık tazminat ve ecrimisil miktarlarının ne olacağı hususudur.
Dosya içeriğinden, mahallinde yapılan keşif neticesinde; a) Bilirkişi..un 23.02.2015 tarihli raporunda; dava konusu taşınmazı sulu tarım arazi olarak nitelendirildiği, bu durumun nedeninin ve sulama imkanının belirtilmediği, zirai gelir metodunun uygulandığı, ancak hangi ürüne göre zirai gelir metodunun uyguladığının açıklanmadığı, sonucunda dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 356.250,00 TL ve son beş yıllık ecrimisil miktarının 129.500,00 TL olarak bulunduğu, davalı tarafından rapora itiraz edildiği, b) Bilirkişi ...un 15.09.2015 tarihli ek raporunda, bu kez dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi olarak nitelendirilerek yapılan hesaplama sonucunda dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 93.750,00 TL ve son beş yıllık ecrimisil miktarının 76.400,00 TL olarak bulunduğu, davacı tarafından rapora itiraz edildiği, c) Hükme esas alınan bilirkişi ...’nın 21.10.2015 tarihli raporunda dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi olarak nitelendirildiği, zirai gelir metodunun uygulandığı, sonucunda dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 150.400,50 TL ve son beş yıllık ecrimisil miktarının 94.875,00 TL olarak bulunduğu, davacı tarafından rapora itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Bahsi geçen raporlar arasında çelişkiler bulunmakta olup, dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi mi, yoksa kuru tarım arazisi mi olduğu yeterince aydınlatılmadığı gibi, kuru tarım arazisi olarak nitelendirildiği ve farklı bilirkişilerden alınan 15.09.2015 tarihli rapor ile hükme esas alınan 21.10.2015 tarihli rapor arasında da bedeller yönünden fahiş farklılıklar bulunmaktadır. O halde, çelişkileri giderilmeden 21.10.2015 tarihli bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, alanında uzman üç kişiden oluşan yeni bir bilirkişi kurulu ile mahallinde yeniden keşif icra edilmesi, daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkiler de gözetilmek suretiyle dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi mi, yoksa kuru tarım arazisi mi olduğunun tespit edilmesi ile mahkeme, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olarak alınacak rapor uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, raporlar arasındaki çelişkiler de giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.