11. Hukuk Dairesi 2016/7949 E. , 2018/1472 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada ..... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/04/2016 tarih ve 2014/1217-2016/321 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil ile davalıların ortaklaşa ....istemleri şirketini kurduklarını, şirketin %50 hissesinin müvekkilinin olduğunu, davalıların şirketi temsile yetkili müdür olduklarını, yetkilerinin süresiz olduğunu, davalıların ..... San. ve Tic. Ltd. Şti’nin de ortakları olduklarını, bu durumu müvekkilden gizlediklerini, söz konusu şirketin müvekkille beraber kurduklar. şirketi ile aynı alanda faaliyet gösterdiğini, her türlü yardımı yapmasına rağmen..... şirketinin yeterli düzeyde verimli olmadığını, davalılar tarafından bu şirketin kaynaklarının kendi şirketlerinin gelişimi için kullandıklarını, bu şekilde müvekkili zarara uğrattıklarını ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçek olmadığını, müvekkil davalıların söz konusu.....1995 yılında kurduklarını ve o günden beri faaliyet göstermekte olduğunu, davacı ile 2006 yılında tanıştıklarını, belirli aralıklarla ticari ilişki içinde alış veriş yapıldığını, daha sonra 2011 yılında ortak olarak....kurduklarını, bu şirket kurulduğunda davacının söz konusu .....varlığından haberdar olduğunu, davalı ... tarafından 04.02.2014 tarihinde şirket sırlarını açıklamaması hususunda davacıya yazı gönderdiğini, bu nedenle davacının şirket sırlarını davalıların ifşa ettiği hususunun gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının, davalı ile kurmuş olduğu şirketin 2011 yılında kurulduğu, davalıların ortak olduğu şirketin bu şirketten çok daha önce kurulmuş olduğu, bu şirketin varlığından davacının haberdar olduğu, karşılıklı ticari ilişkilerinin de bulunduğu, esasen iki şirketin faaliyet alanlarınında tam olarak aynı olmadığı, davalıların şirketinin kuruluşunun davacı ile davalıların ortak olduğu şirketin kuruluşundan çok önceki tarih olduğu hususu dikkate alındığına TTK’nin 613 ve 626. maddelerinin de davada uygulama yeri olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
.../...
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, şirket yöneticisinin rekabet yasağına aykırı fiilinden doğan tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 sayılı TTK"nin 613/2. maddesinde ortakların, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamayacakları ve özellikle, kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamayacakları; 626/2. maddesinde de müdürlerin şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamayacakları düzenlenmiştir. Rekabet yasağı nedeniyle oluşan zarar, doğrudan zarar niteliğinde olmayıp, dolaylı zarardır. Zararın tazmini için dava dışı şirket talepte bulunabileceği, davacının ise doğrudan tazminatın kendisine ödenmesi istemli dava açamayacağı gözetilerek davanın açıklanan bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK 437/7. maddesi gereğince açıklanan değişik gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün açıklanan değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....